"عندما وصلت إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldiğimde
        
    • gittiğimde
        
    • geldiğinde
        
    • döndüğümde
        
    • vardığımda
        
    • girdiğimde
        
    • vardığınızda
        
    İstasyona geldiğimde, sadece 120 yen'im vardı. Trene bile binemedim. Open Subtitles لم يكن معي سوى 120 ينّ عندما وصلت إلى المحطة
    Los Angeles'a geldiğimde hayal ettiklerim bunlar değildi. Open Subtitles عندما وصلت إلى لوس انجلوس، لم أتصور أنني سأنتهي هكذا.
    Kazanın ardından manastıra gittiğimde açık bir iş pozisyonu olduğunu öğrendim. Open Subtitles عندما وصلت إلى الدير بعد حادث التحطم، علمت بوجود منصب معين.
    Pakistan'daki mülteci kampına gittiğimde orada 7,5 milyon mülteci vardı. TED عندما وصلت إلى مخيم اللاجئين في باكستان، كان يضم 7.5 مليون لاجئ.
    Dersten geldiğinde, evinde bekliyormuş. Open Subtitles وكان ينتظر لها في مكانها عندما وصلت إلى المنزل من الطبقة.
    Ardından eve döndüğümde, oturdum ve kendimi tamamen yeni bir şey yaratmak için hazırladım. TED و عندما وصلت إلى المنزل ، جلست و حدّدت لنفسي مهمة في محاولة لخلق شيء غير تقليدي بالمرة.
    Onu geri çevirdiğim gece evime vardığımda etrafıma bir baktım ve 10 dakika boyunca kendimi ahmak gibi hissettim. Open Subtitles وفي الليلة التي رفضت بها طلبه عندما وصلت إلى المنزل ونظرت حول المنزل لـ10 دقائق تقريباً شعرت بأنني غبي
    İmha etmem gereken laboratuara girdiğimde çok sıradışı bir şey buldum. Open Subtitles عندما وصلت إلى المختبر أنا إفترضت للتحطيم... وجدت شيءا... غير عادي.
    Er Ferol, tarafsız bölgenin ortasına vardığınızda.. Er Meyer ile yalnız mıydınız? Open Subtitles أيها الجندي عندما وصلت إلى منتصف المسافة هل كنت وحيدا مع الجندي ماير؟
    Çünkü sanırım eve geldiğimde Ann evde başka biriyleydi. Open Subtitles كان عندي شعور عندما وصلت إلى البيت آن , كانت مع رجل اخر
    Yalan değil. Ben geldiğimde her yeri çürüktü. Open Subtitles لا أكذب , إنها لاتزال تبدو مثل الكدمة الكبيرة عندما وصلت إلى هنا
    Ben geldiğimde sadece o kadın vardı. Open Subtitles عندما وصلت إلى هنا, لم يكن هناك إلا تلك المرأة.
    Bisiklet etabına geldiğimde ve aşınmanın ne demek olduğunu en sonunda anladığımda, sürpriz bir ziyaretçim oldu. Open Subtitles عندما وصلت إلى جولة سباق الدراجات وبدأت أدرك أخيراً ماهو الغضب قابلت ضيفاً مفاجئاً
    Ama eve geldiğimde kapı açıktı, o da yerde yatıyordu. Open Subtitles لكن عندما وصلت إلى هناك كان الباب مفتوحاً وهي كانت مستلقية على الأرض
    Ama oraya gittiğimde herkes beni yüreklendirdi, bana destek oldu ve kendim olmama izin verdi beni yargılamadan. TED عندما وصلت إلى هناك، كان الجميع يقوم بالتشجيع، يعمل على دعمك وترك المجال لأن تكون على طبيعتك دون إصدارأي أحكامٍ مسبقة.
    Oraya gittiğimde, şaşırtıcı bir şey gördüm. TED عندما وصلت إلى هناك، وجدت شيئًا مفاجئًا.
    Fakat sosyal hizmetlere gittiğimde bu centilmen için başvuru yapmama müsaade etmediler. TED لكن عندما وصلت إلى مكتب الشؤون الاجتماعية، لم يسمحوا لي بتقديم طلب لهذا السيد النبيل.
    Oraya kayıt olmaya gittiğimde hakem bana "Hayır sen ve oğlun listede yoksunuz" dedi. Open Subtitles عندما وصلت إلى هناك للتوقيع الحكم الذي كان هناك : قال لا ..
    Buraya ilk geldiğinde ona soğuk davrandım. Open Subtitles لقد كنت باردة المشاعر تجاهها عندما وصلت إلى هنا
    O yüzden buraya geldiğinde iyi hissetmiyordu. Open Subtitles هذا يفسر حالتها عندما وصلت إلى هنا
    Sonra eve döndüğümde, "Çok müthiş ve harikaydı. Gerçek romantizm bu olmalı." TED بعد ذلك، عندما وصلت إلى الديار فكرت، "كان ذلك رهيبًا وعظيمًا جدًا.
    Eve döndüğümde annemle babamı hayal kırıklığına uğrattığımı farkettim. Open Subtitles عندما وصلت إلى البيت أدركت كم سيكون والداي خائبي الأمل
    Olay yerine vardığımda, 70 yaşındaki adam boynundan kan fışkırır bir halde yatıyordu. TED عندما وصلت إلى هناك، رأيت رجل يبلغ من العمر 70 سنة وكان ممددا على الأرض و يتدفق الدم من عنقه.
    Ve Singapur'a vardığımda, bunun için özür dilerim ama gemimden ayrılmak istemedim. TED و عندما وصلت إلى سنغافورة، و أعتذر عن هذا، و لكني لم أرد أن أنزل من سفينتي.
    Garaja girdiğimde, rampadan inip seslerin geldiği yöne koştum. Open Subtitles عندما وصلت إلى الجراج إتجهت لأسفل المنحدر نحو الأصوات
    Bay Goddard, meydana vardığınızda kalabalığı gözlemlemek için bolca fırsatınız oldu. Open Subtitles سيد (غودارد) عندما وصلت إلى الساحة كانت لديك الفرصة الكافية لرؤية الحشد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more