Yani insanların alarmı duyduklarında nükleer ekipmanlarını giymemelerini mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين من الناس أن لاترتدي تلك الالبسة عندما يسمعون الانذار |
Renkli işitmeye sahip kişiler kelimelerin ya da harflerin seslerini duyduklarında gerçekten de renkler görüyorlar. | TED | الاشخاص الذين يملكون خاصة السمع الملون يرون فعلياً الواناً عندما يسمعون الاصوات التابعة للاحرف او للكلمات |
İç çamaşırlarını ağlarken duyduklarında ve anne olduklarını anladıklarında ki yüz ifadelerini seyretmeye bayılıyorum. | Open Subtitles | أنا أحب مشاهدة وجوههم عندما يسمعون بكاء الملابس الداخلية ويدركون أنهم اصبحوا ام |
Bütün ülkeler bu adamdan korkarmış. Yaklaştığını duyduklarında herkes silahlarına sarılırmış. | Open Subtitles | البلدان خافت بشدّة من هذا الرجل، كانوا يبعدون جيوشهم عندما يسمعون أنه قادم |
O zaman kâğıt mendil getir ona. Çoğu sanık kendi suçlarının anlatıldığını duyduğunda üzülür. | Open Subtitles | إذاً أحضر له منديلاً , العديد من المدعى عليهم ينزعجون عندما يسمعون بتفاصيل جرائمهم. |
Bence asıl olay kanser kelimesini duyduğunda aşırı tepki gösteren birçok kişi var. | Open Subtitles | -أعتقد أن المغزى هو أن الكثير من الناس عندما يسمعون كلمة سرطان يبالغون في تصرفهم |
Bu şarkıyı duyduklarında, içeceklerini bitirip kıyafetlerini çıkarmak zorundalar. | Open Subtitles | عندما يسمعون تلك الأغنية فعليهم أن يشربوا ويخلعوا كل ملابسهم |
Senin gerçekte kim olduğunu bir kez duyduklarında, ...onları hizada tutmak için bir ordudan fazlası gerekir. | Open Subtitles | عندما يسمعون ما كنت حقا، سوف تحتاج إلى أكثر من جيش لابقائهم في الخط. |
Konuştuğum insanlar genelde şaşırıyorlar, bir konservasyon insansız hava aracını oluşturan dört bileşenin sadece bunlar olduğunu duyduklarında, ama şuna daha da çok şaşırıyorlar, bu bileşenlerin ne denli düşük maliyetli olduğunu onlara söylediğimde. | TED | والآن الناس الذين أتحدث إليهم يكونوا غالبا مندهشين عندما يسمعون أن هذه هي فقط العناصر الأربعة التي تجعل من الطائرة حماية، ولكنهم تفاجأوا اكثر عندما أقول لهم أن هذه المكونات متوفرة بأسعار معقولة. |
bize bu tür şeyler yapıldığını duyduklarında 'Neden buna tahammül ediyorsunuz? | TED | عندما يسمعون بهذه الاشياء التي تحدث لنا، يقولون: " لم تقبلون بهذا؟ |
Bir kere çaldığını duyduklarında seni hemen kabul edeceklerdir. | Open Subtitles | عندما يسمعون عزفك سيقبلونك بلا تردد. |
İnsanların "kadın bilim adamı" lafını duyduklarında kıkır kıkır gülmemeleri için bu kadının deli olmadığını kanıtlamalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأن أثبت أنّ هذه المرأة لم تكن مُختلّة حتّى أمنع الناس من القهقهة عندما يسمعون عبارة "عالمة" |
Yani duyduklarında polislerin geleceğinden haberdar olacaklar. | Open Subtitles | في إشارة هؤلاء الرجال ". لذلك، عندما يسمعون ذلك، انهم ستعمل معرفة رجال الشرطة قادمون. |
Yazar Thomas Frank, şöyle diyor, bu bazı insanların neden kendi çıkarlarına karşıt bir şekilde oy verdiğini açıklayabilir, birçoğumuz gibi, oy veren insanlar kulağa samimi gelen bir şey duyduklarında, içten gelen, tutku dolu bir şey duyduklarında daha hakiki olduğunu varsayıyorlar. | TED | الكاتب، توماس فرانك، يقول أنه ربما نوعاً ما هذا يُفسِر لماذا يقوم الناخبون بالتصويت ضد ما فيه مصلحتهم، هؤلاء الناخبون، ككثير منّا، يفترضون عندما يسمعون ما يبدو كأنه إحساساً صادقاً، يفترضون أنّه من القلب، و انّه شغوف، و أنّه أهل للثقة. |
Hele ki Bert Hanson'ın şirketten ilk siparişinin 100,000 adet olduğunu duyduklarında. | Open Subtitles | (عندما يسمعون أن (بيرت هانسون .. وضع طلب مبدئي لحوالي مئة ألف قطعة؟ ... |
Birçok insan fedakarlık kelimesini duyduğunda... | Open Subtitles | الكثير منا عندما يسمعون كلمة "التضحية" |
Çünkü bildiğiniz gibi bir çok insan duyduğunda Bir çok insanın bugün 1000 ya da daha fazla yıl yaşayacağını tahmin ediyorum, Önümüzdeki 10, 20 yıl sonrasında terapileri keşfedeceğimizi onlar söylüyor Yaşlanmayı ortadan kaldıracağız bu terapiler 1000 ya da daha fazla yaşayacağımıza izin verecektir. | TED | لأنّه وكما تعلمون، فإنّ معظم النّاس، عندما يسمعون أنّني أتنبّأ بأنّ غالبيّة البشر الّذين يسكنون الأرض الآن سيعيشون 1000 سنة يظنّون أنّنا سنخترع هذه التّقنيّات الجديدة في العقود القادمة... وأنّ هذه التّقنيّات ستقضي على الهرم... وتسمح لنا بالعيش ل1000 عام وأكثر... |