"عندهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • vardı
        
    • vardır
        
    • varmış
        
    • onlar
        
    • onların
        
    • sahip
        
    • ellerinde
        
    • orada
        
    • onlarda
        
    Ancak Triadlar çuvalladı çünkü iki oğulları vardı, bebeklerdi, onları da temizleyeceklerdi. Open Subtitles ولقد أفسدوها ثلاثيتهم لأن كان عندهم طفلين رضيعين و بإنهم كانوا سيبيدونهم
    Bir liderleri vardır her ülkede de bir başcadı bulunur. Open Subtitles و يوجد عندهم قائد الساحرة الأعظم لكل دولة
    "Ailenizin biraz parası varmış dedi. Sinirlendim ve etrafa bakındım." Open Subtitles ، أبويك كان عندهم بعض المال وهو كان غاضباً جداً
    Ve onlar ellerinde ne varsa denediler. Alışımış psikoterapiyi denediler. TED و قد جربوا كل ما عندهم. جربوا العلاج النفسى التقليدى.
    Belki onların kiracısı olduğumuz içindi ama sürekli bizi küçümsediği hissine kapılırdım. Open Subtitles ربما لأنّنا كنّا مستأجرين عندهم ولكن لطالما شعرت بأنّها تنظر إلينا بازدراء
    Dünyada, her biri senin gücüne... sahip olacak. Open Subtitles على الأرض, سوف يكون عندهم تلك القوى كل واحد منهم مثل التى تملكها
    Tina'yla konuştum ve Lucy'nin orada kalabileceğini söyledi bu gece. Open Subtitles كلمت تينا وقالت لابأس أن تبيت لوسي عندهم هذه الليله
    Müzik setini götürdüğün yere götürme. Bir haftadır onlarda. Open Subtitles لا تأخذيه حيثما أخذتي جهاز التسجيل فلايزال عندهم منذ أسبوع
    Sen ve arkadaşlarının ne yiyeceği, ne suyu ne de yakıtı vardı. Open Subtitles أنت وأصدقائك ما كان عندهم غذاء، لا ماء وكانت تجري على الأدخنة
    Hepsi en alttan başladı. Ama hepsinin azmi, şevki ve ileriyi görme yeteneği vardı. Open Subtitles هم جميعآ بدأوا من القاع لكن كان عندهم مثابرة ودافع ورؤية للأمام
    ...kamyonun arkasında bir asetilen lambası vardı. Open Subtitles هم لا بدّ وأن كان عندهم مصباح أسيتيلين في خلف الشاحنة.
    Belki bir de buldozerleri vardır, biz de bu oteli yerle bir ederiz. Open Subtitles نعم حسنا ربما عندهم بالدوزر صغير لننهى على هذا المكان شخص عنيف وكروت ائتماننا ستدفع فاتوره باهظه
    Bir çok insanın kafasında bu imaj vardır tütün yöneticileri özel jet uçaklarıyla dünya etrafında dolaşıp, paralarını sayarken kaz ciğeri ezmesi yerler. Open Subtitles أكثر الناس عندهم هذه الصورة في رؤوسهم عن المدراء التنفيذيين لشركات التبغ أنهم يترحلون في أنحاء العالم على الطائرات الخاصة، يأكلون المأكولات الباهضة
    Diğer çocukların ana babalarının daha çok boş vakti vardır belki. Open Subtitles لربّما الأطفال الآخرون عندهم آباء لديهم كثير من الوقت بأيديهم
    Dedi ki, onun çalıştığı kişilerin, Benim için planları varmış. Open Subtitles القليل قال بأن الجماعة الذين يعمل عندهم لديهم خطط لي
    Gamma Phi'de Kumar Gecesi varmış barbut masasında fena gaza geldim. Open Subtitles بيت جاما فاي عندهم حفلة رهانات وكنت متألقة على طاولة الكرابس
    onlar zaten yaşamış oluyorlar. Kendilerini belli ediyorlar. Sizin gibi. Open Subtitles عندهم الخبره , فعلوا كل شىء بالفعل,يمكن أن ترى ذلك
    Farzedelim ki onlar çocuk sahibi olup bir daha hiç ayrılmayacaklar Open Subtitles ماذا لو كان عندهم طفل وقال لها بانه لن يتركها ؟
    Ben onların gemisinde forsaydım. Altını verirsen istediğin yere götürürler. Open Subtitles لقد كنت عبدا عندهم , إنهم على إستعداد أن يأخذوك لأي مكان مقابل بعض الذهب
    Hayır, benden korkmaları onların doğalarında var. Bunu değiştiremem. Open Subtitles كلا، هذه طبيعتهم أن يكون عندهم رهبة مني، هذا الشيء لا أستطيع تغييره.
    Bu insanların sahip oldukları tek şey, benim. Open Subtitles أنا كلّ هؤلاء الناس عندهم لإبقاء إستراحتهم.
    Neden? ellerinde ölü bir polis ve çıkmaz sokaklar var. Open Subtitles لأن عندهم شرطى ميت و تلك النهايات و يحاولون الوصول
    Kardeşine o gece orada kalıp kalamayacağımı soracaktı. Open Subtitles كان يفترض أن يسأل أخاه إن كان بإمكاني النوم عندهم تلك الليلة.
    onlarda o gece ordaydı Birincisi onların... halen uçağın düşme sebebini anlayamadıklarını biliyorsun. Open Subtitles لقد كانوا هناك بالأمس و هذا يعنى أولا، ليس عندهم فكرة عن سبب تحطم الطائرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more