İşin gerçeği en büyük oğlan olarak seni birkaç keçi için yaşlı biriyle evlendirebilirdim ve burası benim olurdu. | Open Subtitles | والحقيقة لأني الابن الأكبر كان بإمكاني تزويجك لرجل عجوز مقابل بضعة عنزات وسيصبح هذا المكان لي |
Tören kurbanlarına hoş geldiniz. keçi için bire basın ya da "keçi deyin" | Open Subtitles | وَصلتَ تضحيةً الطقوس "للعنزاتِ، اضغط واحد، أَو قل "عنزات. |
On keçi ve bir vantilatör mü? | Open Subtitles | عشر عنزات ومروحة كهربائية |
Önemli olan şu ki ineklerin sütü kuruyor, keçiler çok erken doğuruyor. | Open Subtitles | لكن الأبقار الآن جافة وترمى عنزات أطفال قريبا جدا |
Adada keçiler olduğu sürece tekrar insan eti yemeyeceğim. | Open Subtitles | طالما أن هناك عنزات في الجزيرة، فلن أتذوّق لحم البشر مجدداً مطلقاً |
Çok keçi var. Bu keçiler, çocuklar... | Open Subtitles | عنزات ، الكثير ، تلك العنزات... |
keçi felan yok. Beni yere bırak. | Open Subtitles | لا عنزات , فقط أنزلني |
Gidip 6 tane daha keçi almış! | Open Subtitles | خرجت وإشترت ستّ عنزات زيادة! |
Karşılığında 5 keçi. | Open Subtitles | -خمسُ عنزات مقايضةً به |
- Dokuz keçi... | Open Subtitles | -تسعُ عنزات ... |
Yüzlerce yıllık gelenekle, keçiler her sabah çay teraslarına salıverilirler. | Open Subtitles | كلّ صباح، عنزات تترك طليقة بين شرفات الشاي تقليد بعمر قرون |
Koyunlar tamam, keçiler tamam | Open Subtitles | خراف, أجل, عنزات, أجل |