her gün sağlıklı ciğerleri olan zihinsel özürlü çocukları okullarına götürürken, bir yandan da kızının problemine bir çözüm arıyordu. | Open Subtitles | كان يبحث عن حل لابنته حيث كان يقود كل يوم للمدرسة هناك أطفال أصحاء برئات سليمة و لكن دماغ متضرر |
Yani aradığımız kalıcı bir çözüm. Ve işte burada şanslıyız. | TED | لذا فنحن نحاول البحث عن حل دائم و هنا كنا محظوظين |
Yoğun bir şekilde ailemin bu problemine yardım edebilecek bir çözüm için araştırma yaptım fakat bulamadım. | TED | بحثت بطريقة موسعة عن حل يمكن أن يساعد في حل مشكلات عائلتي، لكن لم استطيع إيجاد واحد. |
Bir dizi döngü ile Hedge'e bunun talimatını vermek işe yarayacaktır ve oldukça iyi bir çözüm. | TED | برمجة هيدج لفعل هذا بسلسلة من الحلقات سوف تفي بالغرض وهذا عبارة عن حل أمثل. |
Kitapçının iş dünyası kısmında işim için bir çözüm arıyordum | TED | في البدء انتهى بي الامر في قسم الاعمال بالمكتبة باحثا عن حل للأعمال |
Senini durumun için çok endişeleniyorum, ...ve düşündüm taşındım, bir çözüm bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | ,لقد فكرت بوضعك بعناية فائقة ولقد بحثت في ذهني وضميري عن حل |
İnsanlar bir çözüm arayışında ve belki de bulacaklar. | Open Subtitles | الناس يبحثون عن حل وربّما سيجدون هذا الحل |
Bu evde cidden tuhaf şeyler dönüyor ve bir çözüm arıyorum. | Open Subtitles | هنالك بعض الكائنات السامة تنزل في هذا البيت وانا ابحث عن حل |
Ne yalan söylesem bir türlü karar veremedim ya da nasıl bir çözüm üretsem. | Open Subtitles | انا لا ازال لا استطيع ان اعرف ان كان ينبغي علي ان اشتريه او ابحث عن حل اخر |
Ben sadece gerçek bir soruna kalıcı bir çözüm arıyorum anlarsın ya. | Open Subtitles | أبحث عن حل جذري لمشكلة حقيقية أتعلم ما أعنيه؟ |
Birçok cephede savaşıyoruz, bazılarımız kısırlık için bir çözüm arıyor... diğerlerimiz ise melezlerin yaşadığı alandan ellerinden geldiğince... fazla insan kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لذا نقاتل على عدة جبهات بعض منا يبحث عن حل للعقم بينما آخرون يحاول إنقاذ أكبر عدد من الأرواح |
Şöyle diyor bir şeyler yapmaktan çok korkuyormuşum ve mucizevi bir çözüm arıyormuşum gerçek dışı bir çözüm. | Open Subtitles | قال ... أني خائفة من أن أفعل شيئا وأني أبحث عن حل سحري و هو غير واقعي |
Şimdiyse herkesin işine yarayacak bir çözüm arıyorum. | Open Subtitles | أنا هنا أبحث عن حل يناسب كل الأطراف |
O yüzden uzun vadeli bir çözüm getiriyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نبحث عن حل طويل الأمد. |
Yani bizim aradığımız kalıcı bir çözüm. | TED | لذا فنحن نبحث عن حل دائم |
- bir çözüm bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب سأحاول البحث عن حل |
Kardeşim böyle bir şey yapmaz. O bir çözüm arıyordu. | Open Subtitles | ليش أخي لقد كان يبحث عن حل |
Dediğim gibi, dediğim gibi, bir çözüm yolu bulmak için kafa yoruyordum. | Open Subtitles | انني ابحث عن حل لا يوجد حل |
Belki başka bir çözüm bulabiliriz. | Open Subtitles | فلنبحث عن حل آخر |
bir çözüm istedin. | Open Subtitles | حسناً لقد سألت عن حل |