Bu evin çatısı altında yaşamaya devam etmek istiyorsan, Onunla görüşmeyi keseceksin. | Open Subtitles | إذا أردت ان تعيشى تحت سقفاً ستتوقفين عن رؤيته |
Eski erkek arkadaşım değil baba. Erkek arkadaşım. Onunla görüşmeyi hiç bırakmadım. | Open Subtitles | ليس صديقي القديم يا أبي، بل صديقي ولم أتوقف عن رؤيته. |
Onunla görüşmeyi bıraktım. Beraberliğimizin yürümesini istedim. | Open Subtitles | توقفت عن رؤيته وأردت أن ينجح زواجنا |
Şimdi neden bebeğinin doğumunu görmek yerine içip ağaçları havaya uçurmakla meşgul olduğunu anlatmaya ne dersin? | Open Subtitles | والآن، ما رأيك في أن تخبرني بسبب انشغالك في تفجير الأشجار عن رؤيته وهو يولد؟ |
Şimdi neden bebeğinin doğumunu görmek yerine içip ağaçları havaya uçurmakla meşgul olduğunu anlatmaya ne dersin? | Open Subtitles | والآن، ما رأيك في أن تخبرني بسبب انشغالك في تفجير الأشجار عن رؤيته وهو يولد؟ كنتُ... |
Ne olduğunu çıkaramıyorum ki! | Open Subtitles | أعجز عن رؤيته |
Ne olduğunu çıkaramıyorum ki! | Open Subtitles | أعجز عن رؤيته |
Onu görmeyi kesmene yol açtığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أسفة لأني جعلتكِ تتوقفي عن رؤيته |
Onunla görüşmeyi bıraktım. Beraberliğimizin yürümesini istedim. | Open Subtitles | لقد توقفت عن رؤيته أردتنا أن نعمل |
İnanılmazsın ya, aslında var ya Onunla görüşmeyi bırakma. | Open Subtitles | أنتِ غـ... أتعلمين شيئًا؟ لا تتوقفي عن رؤيته |
Sesim kısılmıştı ben de Onunla görüşmeyi kesmiştim. | Open Subtitles | كان صوتي أجش لذا توقفت عن رؤيته |
Hayır, o o bana Onunla görüşmeyi bıraktığını söylemişti. | Open Subtitles | لا، هي... أخبرتني للتوّ أنّها توقفت عن رؤيته |
Bunun Liam'la hiçbir ilgisi yok yani Onunla görüşmeyi kes. | Open Subtitles | (هذا لا علاقة له ب(ليام لذا توقفي عن رؤيته |
Onunla görüşmeyi kesmiştin. | Open Subtitles | لقد توقفت عن رؤيته. |
Belki de Onu görmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | ربما يجب عليك التوقف عن رؤيته. |
- Onu görmeyi bırakmanı istiyorum. - Her neyse. | Open Subtitles | أريدك أن تتوقفي عن رؤيته أيَّا كان |