"عن عمد" - Translation from Arabic to Turkish

    • kasten
        
    • kasıtlı
        
    • bile bile
        
    • Bilerek mi
        
    • Bunu bilerek
        
    • ve bilerek
        
    • isteyerek
        
    • için bilerek
        
    Dur biraz, birinin bunu bize kasten yaptığını mı söylüyorsun? Open Subtitles إنتظر لحظة.. أتقول لي بأن شخص فعل هذا عن عمد
    Amaçları teknolojik gelişimleri kasten erteleyerek var olan üretim hattının devamını sağlamaktı. Open Subtitles لإطالة عمر خطوط الإنتاج عن طريق إبطاء تطور الأطراف الصناعية عن عمد.
    Diğer bölümde, yandaki odadaki kişinin şokları kasten ve bilerek verdiği söylenir. TED في الحالة الثانية من التجربة اخبر الذين يتم صعقهم ان الشخص في الغرفة المجاورة يعلم شخصيتهم ويصعقهم عن عمد
    Bu suçun kasıtlı olarak mı işlendiğini yoksa dikkatsizlikten mi kaynaklandığını bilmiyoruz. Open Subtitles لا نعلم حتي الان ان كانت تلك الجريمة عن عمد او متهورة
    Öyle bir tahrik ettin ki ben de hata yaptım. Tabii bu hatayı bile bile yapmadıysan. Open Subtitles إلا لو كان جزء منك قام بهذا الخطأ عن عمد
    Saate öylesine mi baktım yoksa Bilerek mi kontrol ettim? TED هل قمت بالتحقق منها عن عمد أو فقط كانت نظرة عرضية على الساعة؟
    Bu filmde kasten gerçek bir pandeminin neye benzediğini gösterdik ama oldukça korkunç bir virüs seçtik. TED لكننا قمنا بهذا الفيلم عن عمد لنوضح كيف تبدو الجائحة، لكننا اخترنا فيروساً مريعاً جداً.
    Sanki onu kasten başımdan defetmişim gibi davranıyorsun. Open Subtitles أنت تجعلني أبدو كما لو أنني أتخلص من الطفلة عن عمد
    Bazen, acaba bizim Josie bu sapkınlıkları kasten mi yapıyor merak ediyorum. Open Subtitles أحياناً أتساءل إن كانت محبوبتنا "جوسي" تقوم بتلك الأفعال الملتوية عن عمد.
    Bir hükümet görevlisi,bu araştırmayı kasten engellemek istedi. Open Subtitles أتحدث عن حكومة رسمية تحاول عرقلة هذا التحقيق عن عمد
    Homer, bizi bu korkunç yere kasten mi getirdin? Open Subtitles لقد جلبتنا إلى هذا المكان المريع عن عمد.. ؟
    Bir evlilik danışmanıyla görüşmek için randevu almıştık, ama Jack kasten yolunu kaybetti. Open Subtitles ‫كان لدينا موعد مع مستشار الزواج ‫وضيعه جاك عن عمد
    kasten bir adamı ıskalamak çok zoruma gidiyor. Teşekkürler. Open Subtitles أنت تعلم حتما كم هو مهين بالنسبة لي أن أخطئ إصابة الرجل عن عمد
    Bahse varım o barmen bizi kasten nehrin en azgın yerine yolladı. Open Subtitles أعتقد أن الساقى الموجود بالحانة أرسلنا إلى أكثر الأجزاء المجنونة فى النهر عن عمد
    Hayır, hayır, parmaklarını kasten kendi kesti, bu yüzden hayatının sonuna kadar sakatlık ödemesi alabilecek. Open Subtitles كلا ، بتر إصبعيه عن عمد لينال إعانة العجز بقية حياته
    En doğrusu bunu kasten yapıp yapmadığını kısa zaman içerisinde biz söyleyelim. Open Subtitles سنتمكن سريعاً من تحديد ما إن قد فعل هذا عن عمد أم لا
    En sonunda da, bir çeşit elektromanyetik sinyaller aracılığıyla varlıklarını kasıtlı olarak veya başka bir şekilde ortaya koyduklarını düşünürdünüz. TED عن وجودها، عن عمد أو غير عمد، من خلال إشارات كهرومغناطيسية من نوع ما.
    Beynini bile bile kapatıyorsun. Open Subtitles انت تطفئين عقلك عن عمد عليك على الأقل ان تحاولي ان تنتبهي
    - Iskaladım. - Bilerek mi ıskaladın? Open Subtitles لقد صوبت بمسافه أبعد بإنش عن عمد ؟
    Çalıştığı boya ve alet fabrikasını satın aldım ve bu şerefsiz Bunu bilerek yaptı. Open Subtitles أنا أملك المصنع الذي يعمل به وذلك الوغد فعل هذا عن عمد
    Bir şeyi nasıl gördüğümüzle oynuyorum ve bunu çok isteyerek yapıyorum. TED ألعب بكيفية عرض شيء معين. وأنا أفعل ذلك عن عمد.
    Dünyamı daha hoş kılmak için bilerek algılarımı çarpıtıyormuşum. Open Subtitles إني أقصد عن عمد صوغ تصوراتى لأجعل واقعي أكثر قابلية للعقل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more