Onu tanıdığım zamanki hâliyle aynı görünüyordu. Sanki hiç yaşlanmamış gibiydi. | Open Subtitles | بدى تماماً مثلما عهدته قبلاً، كما لو أنّه لم يتقدم عُمراً. |
Onu tanıdığım zamanki hâliyle aynı görünüyordu. Sanki hiç yaşlanmamış gibiydi. | Open Subtitles | بدى تماماً مثلما عهدته قبلاً، كما لو أنّه لم يتقدم عُمراً. |
tanıdığım herkesten daha güçlü ve cesursun. | Open Subtitles | وإنك قوية وجسورة، بشكل يفوق أي امرئ عهدته. |
Hatta bundan yaklaşık bir hafta önce, ondan aldığım bir mektupta kendi gözetimi altına almak için, benim onu tedavi ettiğimi ve artık tamamen iyileştiğini söylememi istiyordu. | Open Subtitles | في الواقع، لا يمُرّ أسبوع لا أتلقى فيه رسالة منه يُهددني، ويطالبني بإعلان شفائها حتى يتمكّن من حبسها في عهدته |
Abin seni kendi gözetimi altında tutmak istiyor. | Open Subtitles | أخوك يريدك في عهدته. |
Savaş alanında tanıdığım en canavarsı bu adamı 200 yıldan fazladır tanıyorum. | Open Subtitles | بالوحشية ذاتها التي عهدته عليها في ميدان المعركة... منذ أكثر من قرين مضيا. |
Şu an ki David, benim tanıdığım David. | Open Subtitles | هو ابني الذي عهدته |
Lâkin Miyabe artık benim tanıdığım Miyabe değildi. | Open Subtitles | إلا إن ميابي) ذلك لم يعد (ميابي) الذي عهدته) |
Yani sen tanıdığım en güçlü kişisin. | Open Subtitles | -أعني أنكَ أقوى إمرئٍ عهدته في حياتي . |
Yani, bunu ona geri ver. Bu benim tanıdığım Ryan Matthews değil. | Open Subtitles | -هذا ليس (رايان ماثيوز) الذي عهدته . |