Birkaç yıl içinde Saltanatı parçalanır... biz de gider, parçaları toplarız. | Open Subtitles | فى سنوات قليلة , عندما يتفكك عهده سنذهب لنُنهى الأمر ونسيطر على الوضع |
Saltanatı süresince 40,000'den fazla insan işkence ve idam edildi. | Open Subtitles | أكثر من 40 ألف شخص كانوا قد عذّبوا وقتلوا أثناء عهده الذي إستمر 6 سنوات |
Birkaç yıl içinde Saltanatı parçalanır... biz de gider, parçaları toplarız. | Open Subtitles | فى سنوات قليلة , عندما يتفكك عهده |
Zaman çizgisini eski haline getirdim ama bazı şeyler değişmişti. | Open Subtitles | أعدت المسار الزمني لسابق عهده لأجد الوضع تغير عما تركته |
Zaman çizgisini eski haline getirdim ama bazı şeyler değişmişti. | Open Subtitles | أعدت المسار الزمني لسابق عهده لأجد الوضع تغير عما تركته |
Tatlım, şunu anlamalısın, gece saat 1 2'yi vurduğunda sihir bozulacak ve her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | فى دقة الساعة الثانية عشر سوف تنتهى التعاويذ وكل شئ سيعود لسابق عهده |
Ve nihayet, sonunda, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | والآن أخيرا ، أخيراً لا شيء سيكون كسابق عهده |
Perde kapandığında onun Saltanatı da sona erecek. | Open Subtitles | حينما يرفع الستار سينتهي عهده |
Bırak Hayley, Jackson'ın olsun. Saltanatı uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | دع (جاكسون) يظفر بـ (هيلي)، فلسوف يكون عهده قصيرًا. |
Bu gece, dehşet Saltanatı sona eriyor. | Open Subtitles | الليلة سوف ينتهي عهده المخيف! |
Saltanatı bitecek. | Open Subtitles | وسيطول عهده. |
Zaman çizgisini eski haline getirdim ama bazı şeyler değişmişti. | Open Subtitles | أعدت المسار الزمني لسابق عهده لأجد الوضع تغير عما تركته |
Dağı eski haline getirmek ve madeni yıkmak bir hafta sürer. | Open Subtitles | سنستغرق أسبوعاً فى تحطيم المنجم وإعادة الجبل إلى سابق عهده |
Sadece bir flaş çakacak ve her şey eski haline dönecek. | Open Subtitles | .مجرد فلاش صغير و سيعود كل شئ لسابق عهده |
Hiçbir işkence ona etki etmez. Fakat eski haline döndüğünde işe yarayacak. | Open Subtitles | لن يجدي معه أيّ مقدار مِن التعذيب لكنّه سيفلح مع الرجل في سابق عهده |
- Pinokyo iyi. Eski haline geri döndü, ya da yetişkin haline. | Open Subtitles | عاد إلى عهده السابق أو عهده الأكبر سنّاً |
Ve nihayet, sonunda, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | والآن أخيرا ، أخيراً لا شيء سيكون كسابق عهده |
Toye ve Guarnere vurulduktan sonra Buck eskisi gibi olmadı. | Open Subtitles | "باك" لم يعد كسابق عهده منذ اصابة "توي" و "جارنير" |
Seni uyarayım, kapıyı açıp arabaya bindiğinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. | Open Subtitles | من العادل أن أحذِّركِ قبل أن تفتحي هذا الباب وتدلفين للداخل، لا شيء سيكون كسابق عهده بعدها |
Bacağı ezildiği gün ruhu da incindi ve asla eskisi gibi olamadı. | Open Subtitles | روحه المعنويه حُطمت ذلك اليوم . عندما أصيبت رُكبته . ولم يعُد كسابق عهده |