"عوائلهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • ailelerini
        
    • ailelerine
        
    • aileleri
        
    • aileleriyle
        
    • kurumlara
        
    O işyerinde, çok sıkı çalışarak ailelerini geçindirmeye çalışan insanlar çalışıyor. Open Subtitles ذلك المعمل مملؤ بالعاملين الجادين . يحاولون أن ينفقوا على عوائلهم
    Sürü lideri dişiler, hafızalarına dayanarak ailelerini geçmiş yıllarda onları kurtarmış olan değerli su kaynaklarına götürüyor. Open Subtitles وبالإعتِماد على الذاكرةِ، تقود رئيسةَ الأسرة عوائلهم إلى بِركِ الماء الخاصّةِ التي وفّرَوها في سَنَواتِ سابقةِ.
    Aç ayı oynamaz bilirsiniz. ailelerini kaybettikleri için de ayrıca çok üzgünler. Open Subtitles انهم ليسو متلهفين للعمل حزينون لفقدان عوائلهم وأصدقائهم
    Tüm beklentileri aştıklarını bilerek güvenli bir şekilde ailelerine dönecekler. Open Subtitles سيعودون بسلام الى عوائلهم وهم يعلمون أنهم تجاوزوا كل التوقعات
    İçinde ailelerine verilmek üzere tutsaklardan alınan eşyalar var. Open Subtitles داخل هذه حاجات السجناء كنت سأعيدهم الى عوائلهم
    Aslında, aileleri eşyalarını neden almadıklarını biliyor musunuz? Open Subtitles في الواقع هل تعلم لماذا لم تتقدم عوائلهم أبداً للمطالبة بحوائجهم؟
    Geçen yıl aileleri ölen ya da kaçırılan çocuklarla birlikte bir organizasyonun kurulmasına yardım etmiştim. Open Subtitles في العام الماضي انا ساعدت في تأسيس منظمة للعمل مع الاطفال اللذين عوائلهم قتلت او الوالدين اختطفوا
    Şimdi gidip çalışanlarla ve aileleriyle ilgilenmek zorundayım. Open Subtitles الآن علي الذهاب والتعامل مع الموظفين و عوائلهم.
    Tüm bunları gerçekleştirmeme yardım etmek için ailelerini terk ettiler. Open Subtitles هجروا عوائلهم و حيواتهم ليساعدوني على انجاز
    Adamlarım yakında şehre girip ailelerini bulmaya çalışacaklar. Open Subtitles ،جماعتي على وشك الذهاب هناك قريبا .لأجل محاولة إيجاد عوائلهم
    Ölüler gece kalkıp ailelerini ziyaret ediyorlarmış. Open Subtitles عن موتى قاموا وذهبوا لزيارة عوائلهم في الليل
    Kardeşlerim ailelerini terk etmek zorunda kalmadılar. Open Subtitles حينها لم يضطر إخوتي للذهاب وترك عوائلهم.
    Bugün, okyanus balıklarının tür ve sayılarındaki azalma o kadar belirgin ki bu durum ailelerini beslemek ve geçimlerini sürdürmek için balıkçılık yapan fakir balıkçı halkı önemli ölçüde etkilemekte. TED اليوم.نضوب الثروة السمكية في المحيط واضح للعيان والذي يؤثر بشدة على قابلية الفقراء, من ممتهني حرفة الصيد والئك الذين يصيدون من اجل العيش, لاطعام عوائلهم.
    Bu aynı zamanda eşinin, aynı dönemde kendi ailelerini alıkoymuş olan ülkemiz için savaşan yaklaşık 33.000 Amerikalı Japon'dan biri olduğunu bilmek demek. TED بل معرفة أن وخلال تلك الفترة، كان زوجها من بين 33,000 أمريكي ياباني الذين دافعوا عن دولتنا خلال الحرب، الدولة التي كانت بنفس الوقت تعتقل عوائلهم.
    Bilirsin, insanların kendi ailelerine nasıl sırtlarını dönebildikleri konusunda çıldırmadan edemem. Open Subtitles أتعرف, هذا الشيء لا يتوقف عن إدهاشي كيف أن الناس يتركون عوائلهم
    ailelerine mektup yazmaya başlasam iyi olacak. Open Subtitles من الأفضل أن أبدأ بكتابة الرسائل إلى عوائلهم
    Bu kriz anlarında herkesin tetikte olmasını ailelerine, dostlarına göz kulak olmalarını ve ülkemize hatta bütün dünyaya New Yorklular'ın neden yapılmış olduklarını göstermelerini rica ediyorum. Open Subtitles أنا أدعو الجميع كي يكونو حذرين.. ومحترسين من عوائلهم وأصدقائهم.. وجيرانهم في هذه المحنة.
    Komşular, ailelerine yardım ediyor, ama ben nefret ediliyordum. Open Subtitles الجيران ساعدوا عوائلهم لكن أنا كرهوني
    Dünya parçalanıyordu ve aileleri ölüyordu. Open Subtitles ،عندما كنا بالقطب الشمالي العالم كان ينهار عوائلهم كانوا يموتون
    Çok yakında aileleri ve arkadaşlarıyla vedalaşacaklar. Open Subtitles قربياً سيودعون عوائلهم وأصدقائهم
    Zavallı aileleri. Open Subtitles عوائلهم الفقيرة
    aileleriyle ilgili bir şey öğrenirsek onlara haber vermemizi bekliyorlar. Open Subtitles وبأنّنا سنخبرهم إذا سمعنا أيّ شئ حول عوائلهم.
    60 yıllık araştırmalar şunu gösteriyor: Çocukları ailelerinden ayırmak ve büyükçe kurumlara yerleştirmek sağlıklarını ve gelişimlerini ciddi olarak tehlikeye atıyor. Bu özellikle de bebekler için geçerli. TED ستون سنة من الأبحاث أثبتت أن فصل الأطفال عن عوائلهم و وضعهم في مؤسسات كبيرة تلحق ضررًا بالغًا بصحتهم و نموهم، خصوصًا لدى الأطفال الرضّع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more