şükran gününü annenizle geçirdiğinizi biliyoruz. | Open Subtitles | عرفنا أنكِ قضيت ليلة عيد الشكر مع والدتك |
şükran gününü ailenle geçireceğin için şanslısın. | Open Subtitles | .. إنَّكِ محظوظة لأنَّكِ ستقضين عيد الشكر مع عائلتك ، يا سيِّدتي |
Böylece şükran gününü annemle geçirmekten sıyrıldı. | Open Subtitles | والأكل النباتي وتركت عشاء عيد الشكر مع أمي |
Ve ben de Şükran Günü'nü ailem, şu alternatif müzik grubu ve en sevdiğim barmenle geçirdiğim için mutluyum. | Open Subtitles | و أنا شاكر لأنّي سوف أقضي عيد الشكر مع عائلتي و مغنّي الروك هؤلاء، و مع السّاقي المفضّل لدي |
Şükran Günü'nü sizlerle birlikte geçirmekten çok mutlu olacağım. -Tabii. | Open Subtitles | انا سعيدة للغاية ليكون الانفاق عيد الشكر مع جميعكم. |
Şükran Günü'nü ailemle birlikte geçirmem gerekiyor, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | يفترض بي ان اقضي عيد الشكر مع عائلتي,تعلمين ؟ |
Ve özellikle yeni bir şükran gününü biricik kızımızla kutluyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. | Open Subtitles | و أيضا شاكرين لقضائنا عيد الشكر مع حبيبتنا، ابنتناالعزيزة. |
şükran gününü o berbat ailesiyle beraber geçirebilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يذهب لقضاء عيد الشكر مع عائلته الفاشلة. |
şükran gününü iki erkeğimle geçirmek için can atıyorum sadece üçümüz. | Open Subtitles | حسنا، إنني أتطلع قدُما إلى قضاء عيد الشكر مع رجلاي، فقط نحن الثلاثة. |
Onbaşı Daniel Torrens kız arkadaşı Kendra Collins ile şükran gününü geçirmek için eve döndü. | Open Subtitles | ♫ العريف دانيال تورنس كان عائداً لمنزله ♫ ♫ لقضاء عيد الشكر مع صديقته كندرا كولينز ♫ |
Açıkça görülüyorki sen Gina Tribbiani şükran gününü bilmiyosun. | Open Subtitles | ...من الواضح أنكِ لا تعلمين ما هو عيد الشكر مع جينا تريبيانى |
şükran gününü annem ve kocamış bir kediyle başbaşa geçireceğim. | Open Subtitles | قضاء عيد الشكر مع امي فقط والقطه عجوز |
Eğer Ryan'ı merak ediyorsan, o şükran gününü annesiyle geçirecek. | Open Subtitles | و "رايان" سيمضي عيد الشكر مع أمه إذا كان ها ما تقلقين بشأنه |
Şükran Günü'nü yeni sevgilinle mi geçireceksin? | Open Subtitles | إذاً ستقضي عيد الشكر مع حبيبتك الجديدة ؟ |
Ben de Şükran Günü'nü kuzenlerimle geçirmeyi severdim. | Open Subtitles | كنت دائماً أحب عيد الشكر مع اقاربي أيضاً |
Şükran Günü'nü ailenle mi geçireceksin? | Open Subtitles | حسنا، هل ستقضي عيد الشكر مع عائلتك؟ |
Şükran Günü'nü bile aileleri ve çocuklarıyla orada geçirirlermiş. | Open Subtitles | حتى أنّهم يقضون هناك "عيد الشكر" مع زوجاتهم وأطفالهم. |
Tell Wendy'e Şükran Günü'nü Namussuz Frank ve kız arkadaşıyla Washington'da geçireceğimi söyle. | Open Subtitles | اخبروينديبأننيسأمضي"عيد الشكر "مع"فرانكاللعين" وصديقته في واشنطن. |
Gerçekten tüm bu hepsi söylediklerin çok güzel ama şey erkek arkadaşım Şükran Günü'nü benimle geçirmek için geliyor maça gelebileceğimi sanmıyorum ama teşekkürler. | Open Subtitles | على محمل الجد، وهذا هو كل لطيف منكم أن أقول، لكن II just-- ترى، صديقي القادمة لقضاء عيد الشكر مع لي، |
Tad'in ailesine Şükran Günü'nü kendi ailenle geçireceğini söylemeye ne dersin? | Open Subtitles | سوف يتحتم عليك اخبار جميع أفراد عائلة (تيد) أنك ستقضين عيد الشكر مع عائلتك. |