İ harfinde tekrar gözlerini kırptı, sonra T, sonra R ve A: Kitra. | TED | رمشت عيناه عند حرف الياء، بعدها على التاء، وبعدها الراء، ثم الألف: كيترا. |
Kardeşim de tamamen bu fikirdeydi ve bizzat gözlerini bana teklif etti. | Open Subtitles | كما أن أخي أعطاني عيناه بمحض إرادته لقد قام بتقديم عينيه لي |
Evet ve bundan daha yaşlı, gözlerinin etrafında kırışıklık olacak. | Open Subtitles | أجل إنه أصغر من هذا، ولديه شدة صغيرة حول عيناه. |
Ama onun yerine ağlamaklı gözlerine baktım. Fark etmeden şunu söyledim... | Open Subtitles | لكن بدلاً من ذلك ...نظرت إلى عيناه المدمعه, ووجدت نفسي أقول |
Korkudan solmuş dudaklarında renk dünyaya korku salan gözlerinde fer kalmamıştı. | Open Subtitles | أما عيناه اللتان تنشران الذعر في العالم فقد فقدتا بريقهما |
185 boyunda, kahverengi saçlı kahverengi gözlü, sakallı. | Open Subtitles | ـ 1.85 متر ،80 كجم شعره بني عيناه بنيتان، لحية |
gözler kurtla dolu ve tüm görebildiğin... alındaki aptalca yara. | Open Subtitles | عيناه مملوءتان بالديدان وكلّ ما تراه هو النتانة على جبهته |
Bütün gece dudaklarını ve göz kapaklarını seyretti. Ve yüzünü. | Open Subtitles | و لكن في معظم الليل راقبت عيناه و شفتاه و وجهه |
Tamam, herkes gözlerini kapayıp mutlu olduğu bir yer hayal etsin. | Open Subtitles | حسناً ، أريد كل شخص أن يغلق عيناه ويجد مكانه السعيد |
Hani Cadılar Bayramı'nda maske takan bir arkadaşın olur da onun sadece gözlerini görebilirsin ve seni tanıdığını hissedersin ama sen onun kim olduğunu anlayamazsın. | Open Subtitles | أتعرف حين ترى صديق في قناع عيد القديسين وكل ما يمكنك رؤيته هو عيناه وتشعر كأنك تعرفه ، لكن لاتقدر على إكتشاف من هو ؟ |
- Bütün gece gözlerini senden alamadığı için olmasın. - Hayır. | Open Subtitles | ـ هذا لأنه لم يبعد عيناه عليكِ طوال الليلة ـ كلا |
Üçüncü günün gecesinde, ...gözlerini açtı ve su istedi. | Open Subtitles | لأنه في ليلة اليوم الثالث قد فتح عيناه, وقد سألني لشرب الماء. |
Onun gözlerini oyardım! Yemin ederimki yapardım. | Open Subtitles | كنتُ لأحفر أرقاماً على صدره , وأقتلع عيناه أقسم بهذا |
Göğsüne numaralar kazırım! gözlerini oyarım! Yemin ederim. | Open Subtitles | كنتُ لأحفر أرقاماً على صدره , وأقتلع عيناه أقسم بهذا |
Hemen camının önünde, evrenin bütün görkemi tam gözlerinin önünde duruyor. | Open Subtitles | يمكنه أن ينظر خارج النافذة ويرى عظمة الكون تنكشف أمام عيناه |
Bilemiyorum, onda bişeyler var-- gözlerinin içinde. | Open Subtitles | لم أعرف بأن هناك مجرد شيء عنه شيء حول عيناه |
O kahverengi gözlerine dalıp gidince geometri cazibesini kaybetti. | Open Subtitles | عندما أتأمل عيناه البنيتين تفقد الهندسة بريقها |
gözlerinde kırmızı noktacıklar var. | Open Subtitles | هذا النمش عيناه منقطة بالأحمر نمش بالتأكيد |
Standart masum gözlü ve bebek tenli Bay Gray görüntüsüne bürünüyorlar. | Open Subtitles | يستعملون رجلا أبيض تقليديا عيناه بريئتان و بشرته ناعمه |
Çok berrak ve delici mavi gözler asla hareketsiz durmazlar. | Open Subtitles | , عيناه الزرقاوان ، نقيّة جداً وثاقبة ولا تهدأ في مكانها أبداً |
Bütün gece dudaklarını ve göz kapaklarını seyretti. Ve yüzünü. | Open Subtitles | و لكن في معظم الليل راقبت عيناه و شفتاه و وجهه |
Aslında herkesin gözü onun üzerinde ve | Open Subtitles | الذي لم يضع عيناه علي في الواقع أنها تعتمد على |
İnan bana sevdiği gözlerinden belli oluyor. | Open Subtitles | ثقي بي , إن عيناه تبوحان بالحب الذي يكنه لكِ |
Xerxes gözünü diktiği her şeyi fetheder, alır. | Open Subtitles | زيركسيس يحطم ويسيطر على كل شيءِ تقع عليه عيناه. |
O kocaman, güzel Gözlere bakıyordum. Yakışıklı bir köpek balığı gibi. | Open Subtitles | كنت انظر إلى عيناه الكبيرتان الجميلتان إنه كقرش وسيم |
Şunun yeşil gözlerine diğerinin gözünün mavisine bayıldım. | Open Subtitles | أحب عينيها الخضراوتين و عيناه الزرقاوتان؟ |
Öne çıkık gözleriyle hareket eden avını kolayca takip ediyordu. | Open Subtitles | عيناه المتجهتان للأمام تسهّل عليه تعقّب الفريسة المتحرّكة |
ve sonra onu gözleri kafasının arkasına dönene kadar beceririm. | Open Subtitles | وبعد ذلك أمارس الجنس معه حتى تدور عيناه في رأسه. |
Bazen bakışları tuhaflaşıyor, ama iyi kalpli birisidir. | Open Subtitles | أحيانا عيناه تبدو وحشيه، لكن لديه قلب طيب |