"عينه اليسرى" - Translation from Arabic to Turkish

• Sol gözünün
• Sol gözü
• sol gözünü
• sol gözünden
• sol gözünde

Sol gözünün üzerinde bir doğum lekesi veya yara izi olabilir.
قد يكون لديه وحمة او ندبة فوق عينه اليسرى

Adamımızın Y şeklinde Sol gözünün üstünde bir yara izi var.
Y رجلنا لديه ندبة على شكل فوق عينه اليسرى

Davis'in Sol gözü şişti Monroe Hutchens bundan faydalanmak istiyor.
ديفيس لدية جرح فوق عينه اليسرى ومونرو هاتشن يبدو انه يريد أن يستغل ذلك

Temel olarak Gendler'ın Sol gözü körmüş.
هذا رجل جيندلر، هو كان أعمى في عينه اليسرى.

Saçını ayırma şekline bakarak bir Mason olduğunu farkettin. sol gözünü kırpma biçiminden, onun bir ana kuzusu olduğunu farkettin.
لطريقته بتفريق شعره أنه مدلل أمه لطريقته بإغماض عينه اليسرى

O benim aklımı, ben de onun sol gözünü aldım.
وسامحانى على هذا ولكننا قمنا بإقتلاع عينه اليسرى

o da ceketinden bir silah çıkarmış ve kardeşimi sol gözünden vurmuş.
سحب بندقية من سترته وأطلق علي أخي خلال عينه اليسرى.

Sol gözünün üzerinde.
على عينه اليسرى

Sol gözünün üzerinde bir yara izi var.
لديه ندبة فوق عينه اليسرى

Billy Hope'un daha şimdiden Sol gözünün altı açıldı.
(بيلي هوب) قد أصيب بالفعل -فوق عينه اليسرى إنه يمسك به أيها الحكم!

Sol gözü, son yaraların olduğu taraf. Gözünün altında.
انها عينه اليسرى,في نفس الجانب حيث الندبات الحديثة

Sol gözü kahverengiyken sağ gözü koyu maviydi.
عينه اليسرى رمادية وعينه اليمنى زرقاء

Baker hızlıdır ama iki maç önce onun Sol gözü yaralandı.
(باكر), سريع, لكن عينه اليسرى جُرحت منذ قتالين

- İkimiz de Sol gözü olduğunu biliyoruz.
- كلانا يعلم أنّها عينه اليسرى -

Birkaç yıl önce rakibiyle çıkan çatışmada sol gözünü kaybetti.
فقد عينه اليسرى في اطلاق نار مع خصم قبل بضع سنوات.

Çocukları onu bir ağaca sol gözünden çivilenmiş bulmuş.
وجده إبنه مربوطاً بشجرة، ومصاب بطلقه في عينه اليسرى.

sol gözünde sorun var. Derinlik algılaması yok.
هناك مشكلة في عينه اليسرى الاحساس العميق مفقود