Ve bu da aynı çocuk amliyattan iki hafta sonra sağ gözü açık. | TED | وها هو نفس الطفل بعد العملية ب 3 أسابيع, و عينه اليمنى مفتوحة. |
Beraberliğimizinüçüncüyılında sağ gözü görmeye başladı. | Open Subtitles | وفي ثالث سنة من زواجنا استعاد بصره في عينه اليمنى |
"Belki sağ kolu çürümüş ve sağ gözü görüşünü kaybetmiştir." | Open Subtitles | "ربما شلت يده اليمنى و فقدت عينه اليمنى القدره على الأبصار |
sağ gözünün üstündeki yaranın nasıI olduğunu anlatacak kadar uzun zamandır. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة تكفي لأعرف كيف حصل على تلك الندبة فوق عينه اليمنى |
- Teğmendi. Ama boksta sağ gözünün retinası yırtıldığı için çürüğe çıkarıldı. | Open Subtitles | برتبة ملازم، لكنّه حصل على تسريح طبي لأنّه أصاب شبكية عينه اليمنى بسبب الملاكمة. |
sağ gözünün etrafında silikon bant var. | Open Subtitles | عصابة من السيليكون حول مقلة عينه اليمنى. |
"Sağ kolu çürüye, sağ gözü kör ola!" | Open Subtitles | "ربما شلت يده اليمنى و فقدت عينه اليمنى القدره على الأبصار |
sağ gözü onu terk etti. | TED | فقد عينه اليمنى. |
sağ gözü çok şişti. | Open Subtitles | عينه اليمنى متورّمة قليلاً |
- Evet, sağ gözü kapalı. | Open Subtitles | أجل ، عينه اليمنى فارغة |
sağ gözü, evet. | Open Subtitles | في عينه اليمنى |
Kanaması ve sağ gözünün arkasına koyulmuş yabancı bir nesne parçası var. | Open Subtitles | كان هناك نزيف و شذرات من أدوات موجودة خلف عينه اليمنى |
sağ gözünün altında yara izi olan. | Open Subtitles | لديه ندبة تحت عينه اليمنى |
Arkadaşım Fuzzy Bracowitz sağ gözünün hemen üzerinden vuruldu. | Open Subtitles | صديقي (فزي براكوز)، تلقى رصاصة في رأسه فوق عينه اليمنى مباشرة. |