"عَمِلتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• yaptım
• yapmadım
• yaptığımı
• yaptığım
• söyledim
• yapmıştım
• yapacağım

- Yetkim dahilinde, sabah devriyemi yaptım.
أنا عَمِلتُ دوريتي الصباحية على مبادرتِي الخاصةِ

Biraz önce yaptım ve tekrar yapmaya hazırım.
أنا فقط عَمِلتُ هو، وأَنا مستعدُّ لعَمَله ثانية.

Sana söylemiştim, Frank, yapabileceğimin en iyisini yaptım... ve sen de bunu biliyorsun.
أخبرتُك، فرانك انا عَمِلتُ أفضل يُمْكِنُ وانت تَعْرفُ ذلك

Daha önce beni kimse bağlamadı, hiç böyle bir şey yapmadım.
لا أحد أبداً رَبطَني قبل ذلك، أنا مَا عَمِلتُ هو.

Japonya'dan evine gittiğinde ne yaptığımı sana söylemek istedim.
أردتُ إخْبارك ما أنا عَمِلتُ عندما ذَهبتَ بيت مِنْ اليابان.

Okulda yaptığım, pek gurur duymadığım bir şey.
شيء أنا عَمِلتُ في المدرسةِ لَستُ جداً فخور ب.

Yapabileceğimin en iyisini yaptım, Richard.
أنا عَمِلتُ أفضل أنا يُمْكِنُ أَنْ، ريتشارد.

- Aman Tanrım, bende bu hafta sonu öyle bir şey yaptım.
أوه، اللهي، أنا تقريباً عَمِلتُ شيء ما مثل ذلك

Birçok ıslah tesisinde görev yaptım, ama söylemediği şey, bir çoklarınız gibi ben de, sokaklardan geliyorum.
لقد عَمِلتُ في الكَثير مِن مراكِز التَصحيح لكن ما لَم يَقُلهُ أني، مِثلُ مُعظَمِكُم، قَد أتيتُ مِنَ الشوارِع

Bunu hatırladım, çünkü ben de geçenlerde benzer bir şey yaptım.
أنا كُنْتُ فقط أُفكّرُ بذلك، ' يَجْعلُ أنا عَمِلتُ شيءاً المماثل مؤخراً.

Bir keresinde ayakkabılarını öpmemi istemişti. Ben de yaptım.
هو عندما طَلبَ مِنْني التَقبيل أحذيته وأنا عَمِلتُ.

Sadece buna sebep olacak ne yaptım merak ediyorum.
أنا فقط أَتسائلُ ما أنا عَمِلتُ لجَعْل هذا يَحْدثُ.

Evet, Randy, üzerime düşeni yaptım, ve bunu eğilmeden yaptım.
نعم، شبق، أنا عَمِلتُ قطعتَي، وأنا عَمِلتُ هو نُهُوض.

Kiliseye böyle söyledim ama aslında bunu kendim yaptım.
تلك الذي أخبرتُ الكنيسةَ، على أية حال، لكن الحقيقةَ أنا عَمِلتُ هو نفسي.

Size kendim yaptım dedim ama yalandı.
كَذبتُ المرة الأولى عندما قُلتُ أنا عَمِلتُ هو نفسي.

Şimdi döküm yaptım, ve 30 plak kayıp ..
أنا فقط عَمِلتُ جرداً، و هناك 30 سجل تَتغيّبُ عنها.

Ama bunu bilerek yapmadım ya.
لَكنَّه لَيسَ مثل أنا عَمِلتُ هو عمداً. أَعْرفُ، أَعْرفُ.

Bir şey demedim, bir şey yapmadım!
أنا لَمْ أَقُلْ أيّ شئَ. أنا ما عَمِلتُ أيّ شئَ.

Bunu mutlu olmak için mi yaptığımı sanıyorsun?
وأنت تَعتقدُ بأنّني عَمِلتُ هو لجَعْل نفسي سعيدِ.

KJSB radyosunda sert hava koşullarının psikolojik etkileri üzerine yaptığım konuşma için.
هي لتلك البقعةِ أنا عَمِلتُ على كْي جْي إس بي عندما ناقشتُ النفسيينَ تأثيرات الطقسِ العنيفِ الطويل المدى.

Yemin ettiğim hâlde yalan söyledim.
الآن، أنت قَدْ تَعتقدُ بأنّني عَمِلتُ شيءاً لا أخلاقيَ،

En son dip boyası yaptırırken bu testi yapmıştım.
أعتقد أنا عَمِلتُ هذا الإختبارِ آخر مَرّة عَملتُ جذورَي.

Şimdi ne yapacağım?
ماذا عَمِلتُ أنا الآن؟ أعتقد تَعُودُ إلى ما أنت تَعْملُ.