Hiç kimse, büyük jürinin önüne çıkıp iddianame sunmadan ya da ifade vermeden, cezaya çarptırılamaz yahut adı kötüye çıkartılamaz. | Open Subtitles | لا يَجِبُ إيقاف أي شَخص للاستجواب في أي جَريمَة عُظمى أو جُنحَة إلا بموجِب صُدور تَقديم أو اتهام مِن هيئَة المُحَلِفين |
Ayrıca bu, tüm bu büyü çılgınlığının bir usulü daha büyük bir amacı var demektir. | Open Subtitles | إضافةً، هذا يعني أنَّ وراء كل هذا الجنونالسحري"للويكان" هنالك غاية عُظمى |
Ve bu onlara büyük bir avantaj sağladı. | Open Subtitles | هُناك شيء آخر ليُأكل" و ذلك منحهم أفضلية عُظمى. |
büyük güç, büyük sorumluluk gerektirir. | Open Subtitles | مع القوى العظمى تأتي مسؤوليات عُظمى. |
Lakota halkının kabile lideriyle karşılaştım. büyük sorumluluğu olan bir adamdı. | Open Subtitles | حيثُ تمكنت من رؤية (قائد قبيلة (لاكوتا رجل لديه مسئوليات عُظمى |
Çok büyük günah işledim. | Open Subtitles | انا قمتُ بخطيئة عُظمى. |
büyük sorumluluğu olan bir adamdı. | Open Subtitles | رجل لديه مسئوليات عُظمى |
Çok büyük kalleşlikler yapılacak. | Open Subtitles | خيانة عُظمى |