Bizimle ilgili düşüncen nedir bilmiyorum fakat beyefendi biz senin gibiyiz. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ ما نوعَ فكرةِ عِنْدَكَ عنا، لَكنَّنا، سيد، مثلك. |
Unut Curly! Şansın vardı ama kullanamadın! | Open Subtitles | إنسَاه، كارلي كَانَ عِنْدَكَ فرصتُكَ وأنت ضيعتها |
En yakışıklıya ve en iyiye sahip olduğun yetmiyor mu? | Open Subtitles | ألَمْ هو بما فيه الكفاية بأنّك عِنْدَكَ الدائر وأفضل؟ |
Derler ki, sağlam bir evliliğin varsa her zorluğun üstesinden gelebilirsin. | Open Subtitles | يَقُولونَ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ تَعْبرَ أيّ شئ إذا عِنْدَكَ زواج صلب. |
Müşteri olarak hala Meksikalılara sahipsin. | Open Subtitles | أنت سَتَبْقى عِنْدَكَ المكسيكيون كزبائنكَ. |
Kabul etmelisin ki, en iyisi de sende. | Open Subtitles | وأنت سَتَعترفُ، أنت عِنْدَكَ واحد أفضل الأشياءِ. |
Yeni yıl arifesinde planların vardır. Seni alıkoymayayım. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَكَ خططُ للسنة الجديدةِ لا تتركنى اعطلك عنها |
senin yapmış olduğun bu ayarla benim kalp atışımı bile ölçemez. | Open Subtitles | بإِنَّهُ لَيسَ. الطريق أنت عِنْدَكَ وَضعَ، هو لا يَلتقطَ نبضَ قلبي. |
senin, başka insanların duyguların var. | Open Subtitles | عِنْدَكَ مشاعرُ الناس الآخرون عِنْدَهُمْ مشاعرُ |
Bu hesap cüzdanı, bununla ne işin vardı? | Open Subtitles | كشف الحساب المصرفي هذا يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَكَ أسبابُ. |
Uyandığında, yüzünde bir gülümseme vardı. | Open Subtitles | عندما إستيقظَت، كَانَ عِنْدَكَ إبتسامة على وجهِكِ. |
Bana sahip olabilirdin, Michael. | Open Subtitles | أنت كان يُمكنُ أنْ كَانَ عِنْدَكَ ني، مايكل. |
İyi şeylere sahip olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ يَكُونَ عِنْدَكَ أشياءُ جيدةُ. |
Başka konuşmak isteyen varsa yanıma gelsin, yoksa dağılın. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ أيّ شئُ لقَوله، قُلْه، أَو إذهبْ إلى البيت. |
Zamanın varsa Atami sahilinde biraz turlayalım mı? | Open Subtitles | لو عِنْدَكَ وقتُ، تَحْبُّي تتمشي لشاطىءِ البحر في اتامي؟ |
Eğer nasıl bulacağını bilirsen gereken tüm güçlere sahipsin. | Open Subtitles | عِنْدَكَ كُلّ القوَّة التي تَحتاجها إذا تَجاسرت أن تبَحْث عنها |
Hayır, hayır, sadece, herkesin kolayca karşılayamayacağı kadar yüksek bazı standartlara sahipsin. | Open Subtitles | لا، لا، فقط بأنّك عِنْدَكَ بَعْض المعاييرِ بأنّه قَدْ يَكُون صعبَ للآخرين للإلتِزام. |
Acaba sende Amerikan burbonu bulunur mu? | Open Subtitles | اتأمل ان يكون عِنْدَكَ بَعْض البوربون الامريكي؟ |
..sizi eğlendiren bir insani drama vardır. | Open Subtitles | عِنْدَكَ المسرحيةُ الإنسانيةُ لتَسْلِيتك. |
Tanrı aşkına, evde 37 tane peruğun var. | Open Subtitles | ماريس، عِنْدَكَ 37 باروكةُ. إهبطْ إلى مدفنِ الباروكةَ وإلتقطْ واحد. |
Rocky, sence bu sefer Apollo karşısında şansın var mı? | Open Subtitles | روكى، هَلْ تَعتقدُ بأنّ عِنْدَكَ فرصة هذه المره ضدّ أبولو؟ |
Peki, bir yolunu bulabilmem için bunu bana hatırlatmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | حَسناً، أنت سَيكونُ عِنْدَكَ للتَذكير ني للتَقَدُّم إلى ذلك يوماً ما. |
elinde sekizli yoksa, maça ya da yedili atacaksın. | Open Subtitles | إطرحْ مجرف أَو سبعة مالم عِنْدَكَ ثمانية. |
Bak, iyi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنظري، أنا مستوعب بأنّ عِنْدَكَ ملابس داخلية فوق مؤخرتك الآن |