Bazen karısı evde yokken, ben onlara giderdim. | Open Subtitles | احيانا, عندما تكون زوجته غائبة اذهب معه الى المنزل |
Sen yokken, Buddy'yi kucağıma aldığımda, o Frank Bennett denilen aşağılık herif eğer... çocuğumu benden almaya kalkarsa... bu sefer dua etmeyeceğimi düşündüm. | Open Subtitles | عندما كنت غائبة, عندما كنت حاملة بادي فكرت اذا ذلك الوغد, فرانك بينيت حاول ذات مرة أحذ طفلي |
Sen yokken Penistone Uçurumu'nda bir Kızkuşu yuvası buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت عش للبط عند صخرة بنستون عندما كنتي غائبة |
Kaçmadım ben. baygın halde alınıp götürüldüm. | Open Subtitles | أنا لم أهرب, لقد أخذت كرها وأنا غائبة عن الوعي |
Bunca zamandır ortalıkta yoktun, şimdi emir verir mi oldun? | Open Subtitles | ماذا؟ كنتِ غائبة طوال الوقت والآن تعطين الآوامر |
Söyleyebileceğim tek şey o yıl şehirde değildim. | Open Subtitles | كلّ ما أستطيع قوله لك، أن خلال السنة التي كنت غائبة فيها، |
Kadın. Bilinci kapalı. Sağ kalça kemiğinde kayma var. | Open Subtitles | أنثى غائبة عن الوعي، الورك الأيمن مخلوع، مع إمكانية انفتاق للمخ. |
Ama sen üç haftadır yoksun. | Open Subtitles | لكنكِ كنتُ غائبة لثلاثة أسابيع إذن ما الذي يعنيه ذلك؟ |
Sen burada değilken hepimiz geziye ne kadar çok katılmak istediğimizden bahsediyorduk. | Open Subtitles | بينما كنت غائبة ، كنا جميعا نتحدث كم اننا متحمسون ان نذهب في الجولة |
Peki ben baygınken neler oldu? | Open Subtitles | إذا ماذا حدث ؟ عندما كنت غائبة عن الوعي ؟ |
Tamam. Anne yarın evde olacak, anne yokken kimin sözünü dinliyoruz? | Open Subtitles | عزيزي ، ستعود أمك إلى المنزل غداً وعندما تكون غائبة ، إلى من تصغي ؟ |
Siz evde yokken bir parti verdim. | Open Subtitles | لقد أقمت حفلة بينما كنتِ غائبة عن المنزل |
Karıma, o yokken bunlarla karnımı doyurmayacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | وعدت زوجتي بأن لا أحيا على هذه الأشياء وهي غائبة |
Ben yokken bu durumu korumanı istiyorum. | Open Subtitles | و سأتوقع منك أن تبقي الحال كما هي بينما أكون غائبة |
Bilirsin, sen yokken annem onları sakladı. | Open Subtitles | أوتعلمين بينما كُنتِ غائبة أمي لم تكن هنا و لو لمرة ولم اصرخ,وأو اسبب المتاعب أو أى شئ. |
Ben buralarda yokken ona karşı gayet nazik olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنك كنت لطيفاً جداً معها عندما كنت غائبة |
Annen altı-Yedi saat daha baygın kalacak. | Open Subtitles | اسمعيني . أمك ستكون غائبة عن الوعي علي الأقل من ست ساعات لسبع ساعات |
- Nabzı atıyor ama baygın. | Open Subtitles | ايها الشريف لديها نبض لكنها غائبة عن الوعي |
- Sen bunu bilemezsin çünkü iki yıldır ortalarda yoktun işler kötü gittiğinde de geldiğimiz yer işte burası. | Open Subtitles | لن تعرفي هذا لأنكِ كنت غائبة لمعظم الوقت بالسنتين الأخيرتين ،لكن عندما أضحت الأمور بغاية السوء جئنا هنا, لمنزل أمي |
Ah! çoktandır yoktun! Boyun mu uzamış senin? | Open Subtitles | لقد كنت غائبة لفترة طويلة أزددت في الطول ؟ |
- Uzun zamandır buralarda değildim. - Baban hep böyle söyler. | Open Subtitles | كنت غائبة لوقت طويل - هذا ما يقوله والدك دائما - |
Bilinci hala kapalı. Bir kaç test yapacağım. | Open Subtitles | إنها لا تزال غائبة عن الوعي أودّ القيام ببعض الفحوصات الأخرى |
Yaklaşık 75 senedir yoksun. | Open Subtitles | أنتِ غائبة لما يزيد عن الـ75 عامًا |
Sen burada değilken ayçiçeğimle bizzat kendim ilgileneceğim. | Open Subtitles | ...بينما أنت غائبة أنا سأهتم شخصيا بزهرة عباد الشمس |
Curtis o baygınken ona tecavüz etmiş olabilir sıra Derek'te iken o banyoya gitmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون كيرتس اغتصبها بينما كانت غائبة عن الوعى ثم كان فى الحمام بينما كان ديريك يأخذ دورة |