Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
Adam paranoyak, kızgın, ve parmağıyla işaret ettiği uzun bir düşmanlar listesindeyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل مذعور ، غاضب و نحن على قائمته الطويلة من الأعداء |
Dünya etrafımda değişiyor ve ben kızgın ve sinirliyim. | Open Subtitles | العالم تغير حولي و أنا غاضب و خائف |
Garip saatlerde evden çıkıp gitmesine seviniyordunuz çünkü öfkeli ve üzgün oluyordu. | Open Subtitles | كنتِ سعيدة للسماح له بمغادة المنزل . في ساعات الشّاذة، لأنه غاضب و مُحبط |
Olanlardan sonra kasabadaki herkes o kadar öfkeli ve korkmuştu ki hepsi Garcia çiftliğine gitti. | Open Subtitles | وبعد هذا، كل شخص في المدينة كان غاضب و خائف جميعهم ذهبوا الى مزرعة غارسيا |
kızgın ve sessizsin. Bu kesinlikle en iyi-- | Open Subtitles | يا للهول, غاضب و هادىء, هذا أفضل نوع |
kızgın ve hiddetlisin. | Open Subtitles | أنت غاضب و مستاء |
Eğer biri benim Emily'me aynı şeyi yapsaydı, ben de sizin kadar kızgın ve üzgün olurdum. | Open Subtitles | إبنتى و إبنتكَ ، يذهبان إلى نفس المدرسة، و لو آذى أحدهم (إيميلى)،سأكون غاضب و مكروب ، مثلكَ تماماً. |
Şimdi kızgın ve mutsuz. | Open Subtitles | حاليا، هو غاضب و منزعج |
kızgın ve dengesiz. | Open Subtitles | إنه غاضب و مضطرب |
Hayır çünkü kızgın ve içten içe eşcinsel değilim. | Open Subtitles | -كلا لأني لست غاضب و شاذ سراً |
Herkes kızgın ve Jed babamla konuşmuyor. | Open Subtitles | (الكل غاضب و (جيد لا تتكلم مع أبي |
kızgın ve üzgün. | Open Subtitles | غاضب و مستاء |
- kızgın ve kafası karışmış. | Open Subtitles | . غاضب و مشوش |
Ne kadar korkmuş, öfkeli ve umutsuz olduğunu görseydin... | Open Subtitles | إذا رأيت كم كان خائف و غاضب و يائس |
öfkeli ve aklı gidip geliyor. | Open Subtitles | إنه غاضب و متقلب المزاج |