Çoğu zaman, benim farkımda bile değilmişsin gibi hissediyorum. | Open Subtitles | غالب الوقت اشعر وكان ليس لي وجود في عينيك هناك |
Çoğu zaman evet. | Open Subtitles | في غالب الوقت يحبونني |
Ve ben bu kadar saf değilim, çünkü Çoğu zaman insanlar bana sordular: "Evet, ama, bu gercekten saf, çiçekler gönderiyor, yani Askerlik yaptim. 3 yıl paraşütçüydüm ve ben yerden nasıl göründüğümü biliyorum. | TED | وأنا لست بتلك السذاجة، لأني في غالب الوقت إني أُسئل، في كثير من مرات أُسئل، "صحيح، ولكن، أنه من الحماقة، ارسال زهور، اقصد --" أنا كنت بالجيش. أنا كنت بسلاح المظلات لمدة 3 سنوات، وأعرف كيف تبدو من الأرض. |
Yok yok Çoğu zaman ben de orada, onun yanındayım zaten. Ben yanında değilken de Mariano ona göz kulak oluyor. | Open Subtitles | {\pos(192,190)}أجل، أنا معها غالب الوقت و(ماريانو) يهتم بها عليها عندما لا أكون، لذا... |
Çoğu zaman. | Open Subtitles | غالب الوقت |
Çoğu zaman tabii | Open Subtitles | غالب الوقت |