Ben ve Ganz, yarım milyon dolar yürüttük Buzadam'dan. Hala sinirli. | Open Subtitles | غانز وأنا سرقنا احدهم مقابل نصف مليون دولار منذ سنتين , كان ايسمان و ما زال غاضباً لهذا |
Ganz, kardeşinin, Angel adında bir fahişeye takıldığını söylemişti. | Open Subtitles | وقال غانز بان شقيقه كان يعاشر الكلبة التي اسمها انجيل |
Hey, teklifin tuttu. Ganz'in hatunu King Mei Hotel' de yaşıyormuş. | Open Subtitles | اتضح ان معلوماتك صحيحة صديقة (غانز) تقيم في فندق (كينغ ماي) |
Ganz veya herhangi bir işbirlikçisinin Los Angeles'da adresleri var mı? | Open Subtitles | ألدينا عنوان لـ(غانز) في (لوس أنجلوس) أو أيّ من رفاقه المعروفين؟ |
Pekâlâ, benim istediğim şey, Shiny Toy Guns konserine bilet. | Open Subtitles | حسناً، ما أريده هو تذاكر لحفل "شيني توي غانز" |
Araştırıp durduğun şey buysa Aaron Gans'den haberim var. | Open Subtitles | أعرف بأمر "آرون غانز"، إن كنت تتطلع لهذا |
Ganz'ın telefonu isimsiz hatlardan. Aradığı numaraların çoğu da öyle. | Open Subtitles | حسناً، هاتف (غانز) محروق، وكذلك معظم الأرقام التي إتّصل بها |
Pekala, Jones Ganz'ın şartlı tahliye memuruna bir ziyarette bulun ve yerini öğren. | Open Subtitles | {\pos(192,230)}،)حسنًا، (جونز اتصل بضابط المُراقبه خاصة (غانز) وأحصل على معلوماتٍ عن مكان إقامته |
Ganz dışarlarda bir yerlerde ve Tanrı bilir neler planlıyor. | Open Subtitles | (غانز) في الخارج هناك يُخطط لأمر لا يعلمه الا الله |
Gerçek adı Albert Ganz. | Open Subtitles | وجدت بصمات من غرفة الفندق ، اسم الرجل الحقيقي هو (غانز) ، (ألبرت غانز). |
Bu Ganz'ın kullandığı ilk silah. | Open Subtitles | -نعم ، ماذا حصل ؟ حصلنا على شيء من مسدسك وهذا من السلاح الاول الذي استعمله (غانز) |
Birkaç yıl önce Ganz'la çalışan şu kızılderili. | Open Subtitles | نعم ، هندي ضخم من الخليج الشرقي عمل مع (غانز) قبل بضع سنوات |
Senin gibi ikinci sınıf bir suçlunun Ganz'la hiç bir işi olamaz. | Open Subtitles | نعم ، أعتقد أن شخصا ظعيفاً مثلك لن يفيدني ضد مجرم كبير مثل (غانز) غانز) ؟ |
Ganz'ı yakalaman için yardım ederim. | Open Subtitles | أستطيع مساعدتك في النيل من (غانز) لكن عليك اخراجي من هنا اولا |
Ganz'ı senin kadar çok istiyorum ve ikimizin de çok zamanı yok, değil mi? | Open Subtitles | لنقل ان لدي الكثير لحمايته , اتفقنا؟ أريد النيل من (غانز) بقدرك. -لا احد منا يملك الوقت |
Ganz'ı ölü yada diri yakalayana kadar, benim sorumluluğumdasın. | Open Subtitles | سأجعلك ترافقني وتساعدني حتى يسجن (غانز) أو يُقتل |
Eğer Ganz elinden kaçarsa, beni tanıdığına pişman olursun. | Open Subtitles | وإذا فر غانز ،فستندم لانك التقيت بي! |
Ganz'da peşinde olmalı. | Open Subtitles | (غانز) سيذهب الى رؤيته قريبا ليس لدينا الكثير من الوقت |
Ganz boş yere kaçmadı. Neyin peşinde? Bilmiyorum. | Open Subtitles | لم يهرب (غانز) من أجل لا شيء ما الذي يسعى خلفه؟ |
Ne olmuş, Cheryl Walters "Young Guns 3D" biletleri için arkadan yapmama izin vermişti. | Open Subtitles | وما العيب؟ تركتني (شيرل والترز) آتيها من الدبر -مقابل تذاكر لـ(يونغ غانز ) |
Bu akşam Shiny Toy Guns var, dostum. | Open Subtitles | حفل "شيني توي غانز" اللّيلة يا صديقي. |
Amirim, C bloktan Gans. | Open Subtitles | إلى وحدة القيادة، هنا (غانز) من جناح الزنازين "ج". |