"غاية في البساطة" - Translation from Arabic to Turkish

    • oldukça basit
        
    • çok basit
        
    • derece basit
        
    Onu nasıl canlandırabiliriz? Açıkçası bir virüs ile oldukça basit. Bakteriyle uğraşmak bundan çok daha karmaşık. TED عادةً، مع الفيروس الأمر غاية في البساطة. التعامل مع الباكتريا أعقد بكثير .
    Fikir oldukça basit. Dörtlü gruplar 20 spagetti çubuğu, 1 metre kadar bant ve ip ve de bir lokum kullanarak en yüksek desteksiz durabilen yapıyı kuracaklar. TED والفكرة غاية في البساطة. فريق مكوّن من اربعة يجب أن يبني أطول هيكل مستقيم من 20 قطعة من الماكرونة، وشريط بطول ياردة واحدة، وحبل بطول ياردة وحلوى المارش مالو.
    - Tamam hadi bakalım 1. Gün çok basit. Open Subtitles حسناً، اليوم الأول الأمر غاية في البساطة
    Her şey çok basit olabilirdi ama o herif birdenbire ortaya çıktı. Open Subtitles كان يمكن للأمر أن يكون غاية في البساطة... لكن ذلك الرجل خرج على حين غرة.
    Fakat hesaplama evreninde son derece basit kuralların nasıl oldukça zengin ve karmaşık davranışlar ürettiğini gördük. TED و لكن في الكون المحوسب شاهدنا للتو كيف أن قواعد غاية في البساطة بإمكانها إنتاج سلوك غني جدا و معقدا
    Birkaç yıl önce izafiyet teorisini ve hatta genel görelilik kuramı ve yer çekimini başarılı bir şekilde kopyalayan ve en azından kuantum mekaniği hakkında ipuçları veren son derece basit kurallı aday evrenler olduğunu keşfettiğimde oldukça heyecanlanmıştım. TED منذ سنوات قليلة مضت، كنت شديد الإثارة بإكتشاف وجود أكوان مرشحة ناتجة عن قواعد غاية في البساطة و التي أعادت صياغة قواعد النسبية الخاصة و حتي قوانين النسبية العامة و الجاذبية وعلى الأقل إعطاء تلميحات لميكانيكا الكم.
    Bu üç proje, çok basit bilimsel fenomenlere dayanmaktadır. Manyetizma, ses dalgaları ya da bir maddenin fiziksel özellikleri gibi. Ve benim yapmaya çalıştığım şey bu fenomenleri kullanmaya çalışmak ve bunları şiirsel ve görünmeyen yanlarını göstermek ve böylece izleyiciyi bir dakika duraksayıp bizi çevreleyen güzellikleri görmesini sağlamaktı. TED هذه المشاريع الثلاثة، كانت تعتمد على شيء غاية في البساطة الظواهر العلمية، مثل المغناطيسية، الموجات الصوتية، أو مثل هنا، الخصائص الفيزيائية لمادة ما، وما أحاول القيام به هو أني أسعى إلى استخدام هذه الظواهر وأن أبينهم بطريقة شعرية وخفية، و ثم دعوة المشاهد إلى التوقف للحظة والنفكير في كل الجمال المحيطة بنا بشكل مستمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more