| Gail'in evine gidip onu almanı ve gara götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهب إلى بيت غايل خذها الى محطة القطار |
| Duydum. Bak, ben Gail'le birlikte birkaç günlüğüne şehir dışına gidiyorum. | Open Subtitles | سمعت عن ذلك أنا و غايل سنغادر المدينة لبضعة أيام |
| Gail bana bir ilişkiden yeni çıktığını söyledi. | Open Subtitles | غايل تُخبرُني أنك َخْرجت مِنْ علاقة يبدو أنه صعب عليك |
| Ya eğer Constance'ın öldürülmesi Gale'i hedef alan bir olaysa? | Open Subtitles | ماذا إذا كان قتل كونستانس وسيلة فقط للوصول إلى غايل |
| Asıl plan büyük ihtimalle Dusty'nin kaseti Gale'in infazından sonra ortaya çıkarmasıydı. | Open Subtitles | تعرف، الخطّة الأصلية كانت من المحتمل لداستي لإصدار الشريط بعد إدانه غايل |
| Güven bana. Gil, burada ne yaptığımızı anlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | غايل, أنت تفهم ما نفعله أليس كذلك؟ |
| Gail Teyze burada ve bil bakalım ne oldu? Bizim ne olduğumuzu biliyor. | Open Subtitles | إنَّ الخالة " غايل " عندنا واحزري ماذا إنها تعلم ما نحن عليه |
| Bu Ned Schneebly. Gail'i idare ediyor. | Open Subtitles | الجميع, هذا نيد شنيبلي إنه يعوّض عن غايل |
| Gail ve erkek arkadaşının, kavga ettiğini düşünüp 155'i aradığını söylemişsin. | Open Subtitles | لقد أخبرت 911 انك ظننت غايل, وصديقها الحميم كانوا يتشاجرون في الشقة المقابلة |
| Dedektif Rush. Gail'in cinayet davasını soruşturuyorum. | Open Subtitles | المحققة راش, أنا ابحث مجدداً في قضية مقتل غايل |
| Çaresiz dedektiflerin Gail'in çarşafında benim DNA'mla eşleşen sperm bulmalarının büyük bir buluşmuş gibi davranmalarını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد محققين بائسين ليمثلوا أنهم أكتشفوا شيئاً إذا تطابق حمضي النووي من السائل المنوي على شرشف غايل |
| Gail'le birlikte müzede çalışan bir kadınla konuşmuştum. | Open Subtitles | أنا قابلت إمرأة عملت مع غايل في متحف الفن |
| Gail oyundan önce gerçek olanla bunu yer değiştirmiş olmalı. | Open Subtitles | غايل لا بدَّ وأنْ نَقلتْ سكينَ الكمامةَ لحقيقيِ الواحد قبل المعرضِ. |
| Gail'i yıllardır tanırım, ve olanlara hala inanamıyorum. | Open Subtitles | عَرفتُ غايل العديد مِنْ السَنَواتِ، وأنا ما زِلتُ لا أَستطيعُ إعتِقاد الذي حَادِثُ. |
| Ama eğer Gail'i yollarında istemiyorlarsa, neden onun peşinden gitmediler? | Open Subtitles | لكن إذا أرادوا غايل بعيدة، لماذا هم فقط طاردوها؟ |
| Gelin, Monsieur Gale, yan odaya geçelim, oradaki sandalyeye oturun lütfen. | Open Subtitles | تعال يا سيد "غايل ". و أرح نفسك على هذا الكرسي |
| - Sanırım, Monsieur Gale, bu suçun başlayışındaki gerçeği, daha da ilginç bulacaksınız. | Open Subtitles | أعتقد انك سترى يا سيد "غايل" أن البداية الحقيقية للجريمة كانت ساحرة أكثر |
| Yüksek Mahkeme eski felsefe profesörü David Gale'in Cuma günkü infazını durdurmayı reddetti. | Open Subtitles | في روايه متعلقه رفضت المحكمة العليا أيضا إيقاف إعدام يوم الجمعة لأستاذ الفلسفة دايفيد غايل |
| Gale, 1994 yılında Austin Üniversitesi'nden meslektaşı olan Constance Harraway'e tecavüz ve cinayet suçundan giydiği hükmün yeniden gözden geçirilmesini istemişti. | Open Subtitles | أراد غايل مراجعه إعترافه بالجريمه لعام 1994 للإغتصاب والقتل لزميلته في جامعه اوستن كونستانس هاراواي |
| Gale'in cezasını durdurmayacaklarmış. Şu anda televizyonda. | Open Subtitles | لن يوقفوا إعدام غايل إنه على التلفزيون الآن. |
| Gil, yemin ederim ki eğer Darryl'i öldürme konusunda yalan söylediysen... | Open Subtitles | أقـُـسم بالله يا (غايل) إذا كنـُـت تكذب معي حول مقتل (داريل).. ؟ |
| 9 mm'lik tabanca hiç, hiç seksi değildir. Tabancayı Gael Garcia Bernal tutmuyorsa. | Open Subtitles | "ومسدس عيار 9 ملم ليس جذاباً، إلا إذا كان (غايل غارسيا بيرنال) يحمله." |
| Henüz bitmedi bu iş Guile. Ben bu şehrin sahibiyim! Yeni sahibi benim. | Open Subtitles | (لم ينتهى الأمر يا (غايل هذه المدينة ملكى |
| Lütfen oturun, Serena Williams veya oturun anne mi demeliyiz? | TED | غايل كينغ: تفضلي بالجلوس، سيرينا ويليامز، أم علينا القول، تفضلي بالجلوس، أيتها الأم. |