öğle yemeğini sardım. Bu akşam balığa gidiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إني أحزم غداءك ستذهب للصيد هذه الليلة، أليس كذلك؟ |
öğle yemeğini yiyebileceğin bir bahçe avlusu oldu. | Open Subtitles | لكن غيّرتها قليلاً ، وما تزال فكرة جيّدة، إنها حديقة صغيرة يمكنك بها تناول غداءك |
Bu yüzden 14 adayla mülakat yapman için bir program ayarladım, tamam mı? öğle yemeğini iptal etmemiz gerekecek ama bu işler böyle işte. | Open Subtitles | أحضرت 14 متقدم لتقابليهم لذا سنلغى غداءك |
İşte öğlen yemeğin. 10 küçük kareye kesilmiş Tam sevdiğimiz gibi | Open Subtitles | هنا غداءك مقطع الى عشر مربعات صغيرة حسب الطريقة التي نحبها |
Öğle yemeğinin iptal edildiğini de biliyorum. | Open Subtitles | و أعلم أن غداءك تم إلغاءه - ما الذي أرتديه ؟ |
Öğlen yemeği randevunun zaman dilimi değişimine dönüşmesinden memnun olmasam da, sana güveniyorum Emily. | Open Subtitles | بما أنني غير مندهش بأن غداءك تحول إلى تغير في فارق التوقيت فأنا أثق بك، (إميلي) |
öğle yemeğini kaçırdığına değdiğini söyle bana. | Open Subtitles | اخبريني انه كان يستحق ان تضيعي ساعه غداءك من اجله |
öğle yemeğini çalıp duran 6. sınıf öğrencisini unuttun mu? | Open Subtitles | هل تذكر فتات الصف السادس التي كانت تسرق غداءك |
öğle yemeğini unutma. | Open Subtitles | اوه,لاتنس غداءك |
Umarım, öğle yemeğini yanına almışsındır. | Open Subtitles | أنا واثق أنك أخذت غداءك معك |
Umarım, öğle yemeğini yanına almışsındır. | Open Subtitles | أنا واثق أنك أخذت غداءك معك |
Duyduğuma göre öğle yemeğini çıkartmışsın. | Open Subtitles | سمعت أنك فقدت غداءك |
- Evet ama daha yeni Öğle yemeği yedin. | Open Subtitles | أجل , لقد تناولت غداءك للتو - و ماذا في هذا ؟ |
Bu senin yemeğin değilse, giriş iznin nerede? | Open Subtitles | إن يكن وقت غداءك فأين تصريح خروجك ؟ |
- Sana Öğlen yemeği hazırladım. | Open Subtitles | لقد أعددتُ غداءك. حقاً؟ |
Homer Simpson, eşin Öğle yemeğinle beraber burada. | Open Subtitles | هومر سيمبسون)، زوجتك) هنا مع غداءك |
- Bay Easter gidip yemeğinizi bitirin. | Open Subtitles | أود أن أنصحك بشدة أن تعود إلى غرفة المحلفين وتنهي غداءك |