| Çok tatlı. Oğlunla öğle yemeği. Onu çok seviyor olmalısın. | Open Subtitles | رائع جداً، غداء مع الابن يبدو أنّك تحبُّـه كثيراً |
| öğle yemeği zamanımda Cindy veya Troy yok ama eski okulumdaki popüler çocuk Duncan var. | Open Subtitles | ليس عندي فسحة غداء مع سيندي أو تروي لكني عندي مع دانكن الصبي المحبوب من مدرستي القديمة |
| Raymond'la öğle yemeği, küçük bir iskambil oyunu... | Open Subtitles | غداء مع ريموند .. ثم لعبة سوليتير صغيرة |
| Bu sabah erken kalktım, çıkarken onu takip ettim ve eyalet senatörü ile öğle yemeyi yiyordu. | Open Subtitles | إستيقظت باكرًا وتتبّعته من باب منزله ..إلى اجتماع غداء مع سيناتور الولاية |
| Dekan Braverman ile öğle yemeği yiyeceksiniz. | Open Subtitles | 30 لديك موعد غداء مع دين بريفمان |
| - Stark ve alt komiteden Milletvekili Hadley'yle yemeğe çıkacağım. | Open Subtitles | لديّ موعد غداء مع (ستارك) وعضو الكونغرس (هادلي) من اللجنة الفرعية. |
| Yok, Amy'yle yemeğe çıkacağım. | Open Subtitles | كلا لدي غداء مع " إيمي " |
| Saat 1'le 2 arasında "şefle öğle yemeği" yazıyor. | Open Subtitles | أرى، من 1: 00 وحتى ال2: 00 لديك "غداء مع الرئيس". |
| 11:30'da telefon görüşmesi ve Apex Radyo ile öğle yemeği olduğunu unutma. | Open Subtitles | إجتماع (بي-أو-بي) في الـ11.30 (و من ثمّ غداء مع جماعة (آبيكس راديو |
| 45 dakika sonra Dan Rather'la öğle yemeği yiyeceğim. | Open Subtitles | لدي موعد غداء مع "دان راثر" بعد 45 دقيقة |
| Bugün müdürleriyle öğle yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | نعم لدينا موعد غداء مع المدير اليوم |
| Salı günü kongre üyes McGrath ile öğle yemeği, Elks Locası'nda taksi duası var. | Open Subtitles | غداء مع عضو الكونجرس (ماكجراث)، يوم الثّلاثاء. منح البركات في "إلكس لودج". |
| Bugünkü programıma kız kardeşimle La Brulee'de öğle yemeği koy. | Open Subtitles | سيتوجب علي أن أعطيها دفعة صغيرة حدد لي غداء مع أختي لهذا اليوم في (لا بروليه |
| Duncan ile öğle yemeğinde randevun yok muydu? | Open Subtitles | هل لديك موضع غداء مع دونكان |