Özellikle dişi rakunlar, içgüdülerini bastırdılar ve erkeklerin tüm girişimlerini bertaraf ettiler. | Open Subtitles | بالاخص , الراكون الانثى التي تفوقت على غرائزها الاساسية و التي تصدت على تقدمات الذكور |
Bu görüntüye geldiğinde ve dişi avcı olarak onun içgüdülerini harekete geçirdiğinde. | Open Subtitles | تلك سوف ترتبك خارج المجموعة وتثيرة غرائزها كصيادة. |
Her zaman içgüdülerine uydu... | Open Subtitles | كانت دائما تتبع غرائزها |
Her zaman içgüdülerine uydu... | Open Subtitles | كانت دائما تتبع غرائزها |
O bunları içgüdüleriyle çıkarıyordu. | Open Subtitles | لقد كان لديها غرائزها مع هذه الاشياء |
İçgüdüleriyle savaşıyor ve çocuğa zarar veriyor. | Open Subtitles | إنها تقاوم غرائزها وتؤذي الطفل. |
-Daha öğreniyor. Ama iyi içgüdüleri var. | Open Subtitles | ماتزال تتعلم عملها الميداني لكن غرائزها جيدة |
O gece, Charlotte, analık içgüdülerini benimsedi...ve üç küçük köpeği de. | Open Subtitles | (بتلك الليلة, احتضنت (تشارلت غرائزها الأموية وثلاث جراء |
İçgüdülerini dinleyecek ve ortada görünmeyecektir. | Open Subtitles | إنها تتبع غرائزها. |
Ama eğer karım kendi kullanıyor olsaydı... koruyucu içgüdüleriyle...anne... | Open Subtitles | لكن زوجتي إعتقدت بأنها لو كانت هي التي تقود غرائزها الوقائية كانت س... . |
İçgüdüleri en iyisinin bu olduğunu söylemiş olmalı. | Open Subtitles | ربما غرائزها أملت عليها انه يجب عليها الخضوع له |
Onun da kusursuz, doğaüstü içgüdüleri vardır. | Open Subtitles | بيت القصيد أن صدق غرائزها لا تشوبه شائبة، إنّه خارق للطبيعة. |