Ama malesef özel oda garantisi veremiyoruz. - Ve şimdilik müsait değiller. | Open Subtitles | أجل، رأيت هذا، للأسف لا يمكننا أن نؤمن لكما غرفة خاصة |
Bir arkadaşımız özel oda konusunda bir ricada bulundu ve ona özel oda ayarlayacağını umuyoruz. | Open Subtitles | أحد أصدقائنا مريض هنا، وكنا نأمل أن نحصل له على غرفة خاصة. |
Bebekler için özel bir oda, misafirler için de tuvalet yaparız. | Open Subtitles | سنصمم غرفة خاصة للاطفال وغرفة ماكياج للضيوف |
Bütün konforuyla Kendi odan olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك غرفة خاصة بها كل وسائل الراحة |
Onların morali bozuk çünkü sigortaları özel odayı kapsamıyor. | Open Subtitles | إنّهم فقط متضايقون، لأن تأمينهم لا يضمن لهم غرفة خاصة |
Yani bir insanın fiziksel ölümünden sonra, vücudu geleneksel bir mekanda olan "tongkonan" adlı özel odaya yerleştirilir. | TED | و هكذا بعد وفاة الشخص جسديا، يتم وضع جسده في غرفة خاصة في الإقامة التقليدية، التي تسمى تونجكونان. |
Yani hem Kendi odam olabilir hem de çocukların ayrı ayrı odaları... | Open Subtitles | بإمكاني الحصول على غرفة خاصة بي و بإمكان كل طفلة الحصول على غرفة خاصة بها |
O bizim bebeğimiz değil. Bizim evimizde kendi odası olmak zorunda değil. | Open Subtitles | إنه ليس طفلنا و لا يحتاج غرفة خاصة في منزلنا |
Özel odamız var. | Open Subtitles | لدينا غرفة خاصة. |
Burası özel bir odadır. | Open Subtitles | هذه غرفة خاصة. |
Ah. Sana özel oda ayarlayamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | متأسفة أني لم أقدم لك غرفة خاصة بك |
Herkese özel oda sağlayamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا إعطاء كل شخص غرفة خاصة |
Sen özel oda tuttun. | Open Subtitles | أنت دفعت من أجل غرفة خاصة |
Bebekler için özel bir oda, misafirler için de tuvalet yaparız. | Open Subtitles | سنصمم غرفة خاصة للاطفال وغرفة ماكياج للضيوف |
Dediğine göre evinizde özel bir oda varmış çocukluğunda kişisel eşyalarıyla doluymuş? | Open Subtitles | أخبرنا بوجود غرفة خاصة بمنزلك تحتوي على ممتلكاته عندما كان صغيراً |
Ve Connelly'de bize özel bir oda kiraladım, beşimizin gidip; sohbet edebileceğimiz, internetten seçtiğim inekten gelen bifteğimizi paylaşabileceğimiz bir yer. | Open Subtitles | و حجزت غرفة خاصة من أجلنا فيكونيلليز، حيث سنتشارك نحن الخمسة 102 اوقية منشرائحلحم... بقرةاخترتهاعلىشبكةالإنترنت. |
Peki ya benim yatak odam? ... Evlendiğimizde Kendi odan olmayacak,değil mi? | Open Subtitles | ماذا عن غرفتي؟ هل سيكون لك غرفة خاصة عندما تنزوج؟ |
Moralleri bozuk çünkü sigortaları özel odayı kapsamıyor. | Open Subtitles | إنّهم فقط متضايقون، لأن تأمينهم لا يضمن لهم غرفة خاصة |
O yüzden gebeliğin ilerleyince özel odaya alınacaksın. | Open Subtitles | ستُنقلين إلى غرفة خاصة في الأشهر المقبلة |
Bilemiyorum Turk. Kendi odam olacak mı? | Open Subtitles | (لا أعرف يا (تورك أسأحصل على غرفة خاصة بي؟ |
Gerçek çocuğun kendi odası var ha? | Open Subtitles | إذاً يحصل الطفل الحقيقي على غرفة خاصة به؟ |
Özel odamız var. | Open Subtitles | لدينا غرفة خاصة. |
Burası özel bir odadır. | Open Subtitles | هذه غرفة خاصة. |
Sanırım silahlar için özel bir odanız var? | Open Subtitles | وأفترض أن لديكم غرفة خاصة للأسلحة ؟ |
Ve ayrıca, burada kendi odaları da olur. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك ، هنا لديهم غرفة خاصة بهم |
Sadie Loescher, 2. sınıf öğrencisi, mucizevi bir şekilde ameliyatı zamanında ayarlayıp kuyruk sokumundan 6 adet kurşun parçası çıkaran ünlü bir kalp ve damar cerrahı sayesinde özel odasında rahatça dinleniyor. | Open Subtitles | سيدي لوشر) ، بالصف الثاني) تستريح في غرفة خاصة بمستشفى جبل سيناء بفضل عمل جراح الأوعية الدموية الشهير |