Üç gün. Eee, belki, çamaşır döngüsünün ilk gününe yakalandın. | Open Subtitles | ثلاثه ايام, إذاً من الممكن ان تكون امسكت بها بعد مرور دورة غسيلها |
Muhtemelen Axl'ın bir kez kullandığı yerde Sue çamaşır yıkamanın keyfini sürüyordu. | Open Subtitles | بينما استخدم (أكسل) الغسالة في الجامعة مرة واحدة سو) كانت تستمتع حقا) بتنظيف غسيلها |
Parasını alıyor, aklamak için onca zahmete katlanıyor sonra da neredeyse hepsini hibe ediyor yani. | Open Subtitles | مستلماً أجرته، ماراً بكل مايسببه غسيلها من تعب ومن ثم يتنازل عن اغلبها؟ |
Çamaşırları oradaydı, yatağı topluydu. | Open Subtitles | غسيلها كان هناك سريرها كان مرتباً |
Çamaşırlarını ille güney rüzgarı kurutsun isterdi. | Open Subtitles | يجب أن تجعل الرياح الجنوبية تهب عبر غسيلها |
First Lady ise düşüşte, artık daha fazla insan onun güvenilirliğini sorgulamaya başladı kendi kirli Çamaşırlarını canlı yayında yayınlamaya karar verdikten sonra. | Open Subtitles | بينما أرقام السيدة الأولى تتراجع، وقد بدأ الناس يتساءلون حول مصداقيتها بعد قرارها نشر غسيلها الوسخ |
Kızgın çünkü bugünün çamaşır günü olduğunu biliyorum ve bu da eski iç çamaşırlarından giydiği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هي غاضبة لأني عرفت بأنّه اليوم هو يوم غسيلها... ... وذلكيعنيبأنّهاتلبس الملابس (السيدة الكبيرة) الداخلية . |
Yani bu herif hayatı pahasına dünyanın en korkunç insanları için adli muhasebecilik yapıyor parasını alıyor, aklamak için onca zahmete katlanıyor sonra da neredeyse hepsini hibe mi ediyor yani? | Open Subtitles | ما تدعيه هو ان هذا الرجل يخاطر بحياته بمحاسبة عدلية لصالح الاشحاص الاكثر ارعاباً على الكوكب مستلماً أجرته، ماراً بكل مايسببه غسيلها من تعب |
Çamaşırları bende. | Open Subtitles | ان غسيلها معى |
Kandi kirli Çamaşırlarını almak için uğradı. | Open Subtitles | هو أن كاندي هنا لتغسل غسيلها |