"غضبها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kızgın
        
    • öfkesini
        
    • öfkesinin
        
    • öfkesi
        
    • sinirli
        
    • hıncını
        
    • gazabı
        
    • öfkeli
        
    • kızgınlığını
        
    • sinir
        
    • Öfkesine
        
    • sinirini
        
    • kızdıracak
        
    • sinirlendirdiniz
        
    Eğer, çok uzun süre saklanırsanız, daha çok endişelenir. Ve sonra daha çok kızgın olur. Open Subtitles حسناً، إن اخبأتم كثيراً فستقلق ثم سيزيد غضبها
    İdamından önce Sophie ülkesinin durumuna olan öfkesini açıkladı. TED قبل إعدامها، أعلنت صوفي غضبها من حالة بلدها.
    Ve öfkesinin yersiz olup olmadığından emin değil. Open Subtitles بما أنهما لم يكونا مساعدان مؤخراً وهي غير واثقة ما إذا كان غضبها في محله
    Selam, Ben öfkesi üzerinede çalışması gereken bir zorbayım. Open Subtitles مرحباً، أنا متنمرة تحتاج العمل على غضبها
    Tabii, ona ilk anlatan kişiye karşı daha az sinirli olacağını biliyorsun. Open Subtitles كما تعلمان، سيكون غضبها أقلّ على من يخبرها أوّلاً
    Tüm hıncını benden çıkaracak sonra da senin peşine düşeceğim. Open Subtitles غضبها سيُصب عليّ و من ثم سوف ألاحقك. هيا نذهب
    bir zamanlar fikir danıştığı herkes hızla onun gazabı ile tanıştı. Open Subtitles "وكلّ أولئك الذين نشد مشورتهم ذات يوم" "قضى عليهم غضبها سريعًا"
    Annesinin onun için olan yüksek beklentilerinin onu kısa bir süreliğine başarılı biri yapacağını bilmesi onu bu kadar öfkeli yapıyor. Open Subtitles وانا اعتقد ان غضبها من كونها على علم ان ثراء امها ربما
    Onun bana kızgınlığını anlıyorum ama senin bu kadar iyi olmanı anlamıyorum. Open Subtitles أفهم سبب غضبها مني لكن لا أفهم سبب لطفك الشديد
    Ya ameliyat başarılı geçecekti, ki öyleyse bana uzun süre kızgın olamayacak kadar rahatlamış olacaktı, ya da annesi ölmüş olacaktı, ki öyleyse yalnız kalmak ve matem tutmak için zamana ihtiyacı olacaktı. Open Subtitles إما أن تكلل العملية بالنجاح و في هذه الحالة سيكون غضبها مني مؤقتا أو، أن تتوفى والدتها
    Demek bu yüzden o kadar kızgın. Bilgisayarına baktığın için mi? Open Subtitles إذن فهذا هو سبب غضبها منك لأنك اطلعت على حاسبها؟
    Sana ve Lafayette'e ne kadar kızgın olduğuna bakılırsa bu olayla bir ilginiz vardır herhalde. Open Subtitles ،من كمية غضبها عليكِ أنتِ ولآفييت أعتقد أن لديكِ دخل في ذلك
    İddiaya girerim, öfkesini besleyen cinsel istismar geçmişi de vardır. Open Subtitles اراهن ان هناك تاريخا كاملا من الاساءة اليها كطفلة ذلك يساهم في غضبها ايضا
    Kötü biten bir ilişkisi olduysa her gün mutlu gelinlerle uğraşmak öfkesini arttırabilir. Open Subtitles إن هي كانت في علاقة إنتهت بألم كبير، و تعاملها كل يوم مع أسعد العرائس،هذا من شأنه أن يثير غضبها
    "Göz yaşlarını bitirdi ancak öfkesini gizleyemiyor." Open Subtitles إنها تخفي دموعها، لكنها لم تستطع أن تخفي غضبها.
    öfkesinin geçmesi ve seni kabul etmesi için tek yolun sandalye olduğuna inanman gerekiyordu. Open Subtitles كان يجب عليكي التصديق بأن هذه هي الطريقة الوحيدة .لها لتنسى غضبها و تتقبلك
    Henüz öfkesinin kaynağıyla yüzleşmeye hazır değil. Open Subtitles انها ليست جاهزة لمواجهة مصدر غضبها بعد
    öfkesi ve pişmanlığı yüzünden iki kişiliği var gibi hissediyor. Open Subtitles غضبها وندمها يجعلانها تشعر بأن لديها شخصيتين
    Tutmuyorum. Neden bu kadar sinirli olduklarını anlıyorum diyorum. Open Subtitles أنا لست بجانب أي أحد أعنني أنني فهمت سبب غضبها
    Öfkelenecek ama sindirecek ve hıncını benden daha sonra çıkaracak. Open Subtitles ستكون غاضبة بالفعل، لكنّها ستصب غضبها عليّ لاحقاً
    Yani anlayacağınız, kadınların gazabı cehennemde yoktur. Open Subtitles حسنًا، كما ترى يا سيدي "غضبها ليس في محلّه"
    Çok güçlü ve öfkeli, hemen bulmamız lazım. Open Subtitles انظر، أي شخص بهذه القوة وبنفس قوة غضبها يجب ايقافها بسرعة
    Düşünüyorum ki... o olaya olan kızgınlığını bana olan kızgınlığına bağlıyor. Open Subtitles أعتقد أنها بطريقة ما, تربط غضبها تجاه هذا بغضبها تجاهي
    Mahkeme onu sinir yatıştırma eğitimine yolladı... bir müşteri kalçasına dokununca. Open Subtitles نعم المحكمة طلبت منها الحضور الى هنا للحصول على دورة لكبح غضبها بعد ان ضربت زبونا ربت على مؤخرتها
    Biz ikisini de yüzüstü bıraktık, onun Öfkesine gerekli çıkışı ve hak ettiği çözümü vermeyerek. TED ‫لقد خذلنا كلاهما بعدم منح غضبها‬ ‫ما يستحقه من استيعاب وسلطة في القرار.‬
    Her neyse, annem sinirini bir yerden çıkarmalıydı. Open Subtitles على أيّة حال، كان على أمي أن .. تخرج غضبها في مكان ما، و
    Bu onu çok kızdıracak. Open Subtitles لن تجني سوى إثارة غضبها
    Daha önce hiç dava kaybetmemişti, şimdi onu sinirlendirdiniz. Open Subtitles لم يسبق وأن خسرت قضية، والآن قد أثرت غضبها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more