"غنيَ" - Translation from Arabic to Turkish

• zengin

Doğumundaki tek kusur zengin doğması, ve o halen göğüslerini, burnunu ve dudaklarını yaptırtıyor.
عيبها الولادي الوحيد كَانَ غنيَ ولدَ، وهي ما زالَتْ كَانَ عِنْدَها ثديها، أنف، وشفاه عَملتْ.

Sandığım kadar çok değilmiş ama zengin oldum.
هذا لَيس بمقدر ما توقعت لكني ما زِلتُ غنيَ.

Sen burada oyuncağını yaparken arkadaşın zengin olacak.
إذا تُركّزُ كُلّ هذا في أَتفاوضُ غنيَ جداً جدّيَ بأنّني هَلّ بالإمكان أَنْ يَجْعلُ؟

Usta vücudunu geri aldığında, ben zengin olacağım!
عندما يَحْصلُ على جسمِه، سَأكُونُ غنيَ

Ama şimdi babam paramı kestiği için zengin değilim... bu yüzden iki kat popüler olmalıyım.
لكن الآن بأنّ أَبَّي إقطعْني، لَستُ غنيَ... لذا أنا يَجِبُ أَنْ أكُونَ مرّتين كشعبي.

Bu Mr. Nelson sizin kadar zeki bir adam değil ama yinede çok zengin bir adam olacak, çünkü herkes böyle bir silaha sahip olmak isteyecek.
السيد (نيلسون) الذي معك ليس فطنً فحسب لَكنَّه أيضاً سَيصْبَحُ غنيَ جداً لأن الجميع سيريد هذا السلاح

zengin olmalı. " diyordur.
هو يَجِبُ أَنْ يَكُونَ غنيَ. "

zengin değilsin... seni küçük saksağan.
أنت لَسْتَ غنيَ... أنت أحمق صَغيرِ محظوظِ... .

Sen kendini bildin bileli zengin değil misin zaten?
أَقصد، ألسَت غنيَ منذ... حَسناً،الأبد؟

Çok zengin olacağım.
سَأكُونُ غنيَ ملعونَ!