"غيرُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • dışı
        
    • olmadığını
        
    Elçilikte olup biten sıra dışı bir olaydan haberiniz var mı? Open Subtitles هل هنالكَـ من أمرٍ غيرُ إعتياديٍّ في القنصليةُ قد تعرفُ بشأنه؟
    Aramızdaki şey oldukça sıra dışı bir anlaşma. Open Subtitles ما نحنُ بصددهِ هو إتفاقٌ غيرُ إعتياديٍّ أبدًا.
    Gerçek dışı hayallerle bu çocukları karanlığa ve depresyona itiyorsun. Open Subtitles تعزيز غيرُ واقعٍ لأحلامِ هؤلاءِ الطلاب لن ينجز شيئًا تمامًا عدا أن يجعلَ حياتهم .أكثر سوداوية وإحباط
    Şeytanın en büyük kurnazlığı tüm dünyaya kendisinin var olmadığını inandırmasıdır. Open Subtitles و أعظمُ خدعةٍ لعبها الشيطانُ، كانت إقناعَ العالم أنّه غيرُ موجود.
    Babama bunun adil olmadığını, gereksiz ve tuhaf olduğunu söyleyebilir misin? Open Subtitles إذاً أبوسعكِ إخبار أبي أنّ هذا أمرٌ غيرُ عادل و غريباً بعض الشيء ولا داعي إليه؟
    Onlara kimsenin benim için önemli olmadığını söyledim. Ne yaptığımızın önemi yok. Open Subtitles الأشخاص غيرُ مهمين بالنسبة لي مايهم هو العمل الذي نقوم به
    Heyecanlı yada sıra dışı bir şey yok. Open Subtitles لا شئَ مثيرٌ للشكَّـ ولا شئَ غيرُ إعتياديٌّ
    Hacker kanunu, yasa dışı indirilmiş şarkılar,.. Open Subtitles رمزُ إختراقٍ, أغانيٍ محملةٍ بشكلٍ غيرُ فانونيٌّ
    Bu bağlamda, kurguyla mantık dışı olarak değil, gerçek anlamda ilgiliyim, çünkü mimarinin gerçekliği, orada ve onunla yaşayan insanlar için olmasıdır. TED في هذا السياق، أنا مهتمٌ بالخيال ليس على أنه غيرُ المعقول بل على أنه الواقع وعلى أنه واقع ما يعنيه المعمار للأُناس الذين يعيشون فيه ويتعايشون معه.
    Oradaki davranışlar yasa dışı, ahlak dışı ve Querns buna göz yumuyor. Open Subtitles السُلوك هُناك غَيرُ قانوني، غيرُ أخلاقي و (كورينز) يَغُضُ الطَرفَ عَن ذلك
    Göğüs röntgeni de devre dışı. Open Subtitles هذا الخيار غيرُ متاحاً أيضاً
    Yasa dışı. Open Subtitles -لقد كانت غيرُ قانونية
    Yanında kayıt dışı bir hayırla. Open Subtitles "وبشكلٍ غيرُ رسميٍّ "لا
    Şu depo yangınından sonra, eğer uygun bir zaman olmadığını düşünürseniz, anlarım. Open Subtitles فيما يخصُ حريقَ ذلكَـ المخزن وسأتفهمُ الأمر, لو كان ذلكَـ طلبٌ في وقتٍ غيرُ مناسِب
    Önemli olmadığını düşündü ama eşi hastaneye gitmesi için ısrar etti. Open Subtitles ،لقد إعتقد بأنهُ شيءٌ غيرُ مهم .لكن زوجته أصرّت بأن يذهب إلى المستشفى
    O zaman en iyi ihtimalle etik olmadığını, en kötü ihtimalle de yasak olduğunu biliyorsundur. Open Subtitles حسنٌ , إذن تعرفين أنهُ غيرُ أخلاقي بأحسنِ الأحوال .وغيرُ قانوني بأسوءِ الأحوال
    - Harvey, gücünü göstermek istemeni anlıyorum fakat bu işi aceleye getirirsen yapacağın tek şey hazır olmadığını göstermek olacak. Open Subtitles ، رغبتُكَ بأن تريدُ إثباتَ نفسك ، لكنك تستعجلُ بذلك .الأمرُ الوحيد الذي تثبته . هو أنكَ غيرُ مُستعد
    Bu arkadaşlar senin fazla kibar olmadığını düşünüyor. Open Subtitles هؤلاء يعتقدون أن لطفكَ غيرُ مبالغٍ فيه
    Hal Jordan, bu konseyin yargısı dahilinde, Yeşil Fener görevlerini yerine getirmeye yeterli disipline sahip olmadığını bildirmek beni hayal kırıklığına uğrattı. Open Subtitles -هال-جاردن),أنت حقاً أخزيتنى خزياً عظيماً). و بحكمنا وجدناكَ غيرُ مؤهلاً لحمل واجبات ميثاق "جرين لانترن".
    Noel Baba'nın olmadığını öğrenen çocuklar gibi görünüyorsun. Open Subtitles تبدين و كأنّ أحدهم أخبركِ أنّ (سانتا كلوز) غيرُ حقيقيّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more