İçindeki bir şeyin onu bir şey yapmaya devam etmeye yönlendirmesi dışında bir konuda her ne olursa olsun, aksiyon almanın uygunsuz olacağını sanırdı. | Open Subtitles | لقد كان يعتقد أنه من غير اللائق أن يتخذ أى إجراء تجاه أى شئ مهماً كان غير أنه يقوم بأفعال كأن شيئاً بداخله يقوم بتوجيهه |
Kendi içinde uygun ve yasal olan, yasadışı ve uygunsuz eylemde bulunmak. | Open Subtitles | التنفيذ غير اللائق وغير الشرعي لبندٍ في حذ ذاته غير لائق وغير شرعي. |
Suçu kabul ederler, biz de komplo ve uygunsuz davranışta bulunmayı düşürürüz. | Open Subtitles | إن تم إدانتهما فسنجعلهم يسقطون تهمة المؤامرة و يثبتوا تهمة التصرف غير اللائق |
Ölen bir kıza yalan söylemek hiç hoş değil yani. | Open Subtitles | انه من غير اللائق ان تكذب على فتاة تحتضر .. تعرف |
Adını bile bilmediğin biriyle öyle bir yere gitmek pek uygun olmaz. | Open Subtitles | من غير اللائق أن أذهب إلى أي مكان مع شخص لا أعرف حتى إسمه |
48 saatten az sürede 2. kez uygunsuz teşhir suçundan tutuklanıyorsun. | Open Subtitles | إعتقالين للتعرض غير اللائق في أقل من 48 ساعة؟ |
Bence, iş yerinden birisiyle çıkmak uygun değil. | Open Subtitles | أعتقد أنه من غير اللائق مواعدة شخص تعمل معه |
İş ihmâlkârlığı, sarhoşluk ve huzursuzluk yaratma, uygunsuz tavırlar. | Open Subtitles | الإهمال في الواجب, والإفراط في الشراب والإخلال في النظام والسلوك غير اللائق |
İş ihmâlkârlığı, sarhoşluk ve huzursuzluk yaratma, uygunsuz tavırlar. | Open Subtitles | الإهمال في الواجب, والإفراط في الشراب والإخلال في النظام والسلوك غير اللائق |
Sarah, görüşmem gereken kişisel bir çağrım vardı, ve kriz anında bunun uygunsuz görüneceğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد كان لدي مكالمة خاصة وعرفت أنه من غير اللائق |
Müdür olarak oraya girip yüzüne tokadı basmam uygunsuz kaçar mı? | Open Subtitles | تظن أنه من غير اللائق لو, كمديرة دخلت إلى هناك و محوت تلك الأبتسامة من على وجهها؟ |
Eğer yeni biri atansaydı uygunsuz olurdu. | Open Subtitles | سيكون من غير اللائق لو تم تعيين شخص غيره |
Neden bir kere sorunca uygunsuz oluyormuş? | Open Subtitles | كيف يكون من غير اللائق لي أن أسأله مرة واحدة؟ |
Bunu öpen bir uzman doktoru bölmek uygunsuz bir davranıştır. | Open Subtitles | من غير اللائق مقاطعة طبيب مقيم بينما يفعل ذلك |
Biz çok uygunsuz ondugunu dusunuyoruz. Eger editörlüge, terfi edersem. - Editor? | Open Subtitles | شعرنا أنه سيكون من غير اللائق أن أترقى لناشر |
O kızla burada yalnız olman, çok uygunsuz. | Open Subtitles | من غير اللائق أن تكون هنا بمفردك مع هذه الفتاة الصغيرة |
İzin almadan birilerinin aklını okumak hiç hoş değil. | Open Subtitles | من غير اللائق قراءة عقل الآخرين بدون أذنهم |
Birincisi, gerçek adımı kullanmam hiç hoş değil. | Open Subtitles | ،أولاً ،من غير اللائق أبداً أن تستخدم اسمي الحقيقي |
Emily olmadan burada olman bence pek hoş değil. | Open Subtitles | حسناً، أظنه من غير اللائق تواجدك هنا دون وجود (إيملي) |
Sanırım bu aşamada bir yorum yapmak uygun olmaz. | Open Subtitles | سيكون من غير اللائق إصدار تعليق في هذه المرحلة |
- Bu işe karışman uygun olmaz. | Open Subtitles | من غير اللائق التدخل بهذا |
48 saatten az sürede 2. kez uygunsuz teşhir suçundan tutuklanıyorsun. | Open Subtitles | إعتقالين للتعرض غير اللائق في أقل من 48 ساعة؟ |
Michael, bunu konuşmamız gerçekten de uygun değil. | Open Subtitles | الا تتفق معي حول ذلك؟ مايكل, من غير اللائق التحدث حول هذا |