Aile Senegalli. Göçmenlik durumu...yasadışı. | Open Subtitles | العائله من السنغال،وهم مهاجرين غير شرعيين |
Peki, babamın dediğine göre, fabrikalarda yasadışı çalışanlar olmazsa, ülkenin bütün altyapısı çökebilirmiş. | Open Subtitles | والدنا يقول أنه اذا لم نملك أشخاص غير شرعيين ليعملوا في المصانع، فالبنية التحتية للدولة بأكملها ستنهار. |
Ya fahişeler, ya uyuşturucu satıyorlar ya da yasa dışı alkol satıyorlar. | Open Subtitles | هم من العاهرات ومتعاطي المخدرات وبائعي كحول غير شرعيين |
Her limanda gayrimeşru çocukların mı var? | Open Subtitles | لديك أطفال غير شرعيين في الموانئ عبر العالم ؟ |
Ama hala ortalıkta yoklar. Bu arada kaçak göçmenler tüm bu işleri yapıyorlar, ama ortada hiç robot yok. | TED | إلا أنهم ليسو هنا بينما، لدينا مهاجرين غير شرعيين يقومون بكل العمل ولكن لا يوجد أس آليين |
Çünkü onlara gayri meşru olduklarını söylemek istemedi. | Open Subtitles | لأنها لم تكن تريد أن تخبرهما انهما غير شرعيين. |
Hepimiz piçiz. | Open Subtitles | كلنا أولاد غير شرعيين |
Bir kamyonetin arkasındaki fakir Meksikalılardı ve ikisi kaçaktı. | Open Subtitles | لقد كانوا مجموعة من الفقراء المكسيكيين بعربة كلاب إثنين منهم غير شرعيين |
Orada sadece yasadışı kişileri korumadıklarını tahmin etmiştim zaten. | Open Subtitles | أجل، كان لديّ شعور أنّهم لا يُحمون فحسب مُهاجرين غير شرعيين هناك. |
yasadışı göçmeniz. Nasıl bizden daha ucuza çalışırsın? | Open Subtitles | لكننا مهاجرين غير شرعيين كيف أستطعت أن تقدم عرضاً أقل |
Onun ailesi ve onunki gibi ailelerle kamera önünde konuşurken, insanların onları "yasadışı yabancılar" olarak değil insanoğlu olarak görmelerine uğraştım. | TED | حاولت عن طريق تصويرها وتصوير عائلات مثل عائلتها جعل الناس يرونهم كبشر والأ يعتبرونهم "مواطنون غير شرعيين" |
Ot, anlıyor musunuz? yasadışı olmaz. | Open Subtitles | أشياء صغيرة لا أشخاص غير شرعيين |
San Diego doğumlu, yasadışı anne ve baba. | Open Subtitles | وُلِد في سان دياغو, والداه غير شرعيين |
Gideriz, elemanı ayarlarız ve yasa dışı olmadan çıkarız. | Open Subtitles | نستطيع الذهاب وأقناع الرجل ونخرج قبل أن نصبح غير شرعيين |
yasa dışı göçmenlerle ilgili bir ihbarda bulunmuştum. | Open Subtitles | باكراً سمعت تقرير عن وجود آثار مهاجرين غير شرعيين ما يقارب أربعة كيلو مترات |
yasa dışı göçmenler. Bexhill'e götürülüyorlar. | Open Subtitles | مهاجرون غير شرعيين يأخذونهم إلى بيكسهيل |
Başkan Yardımcısının, 5 yıldan fazla süredir ülkede bulunan gayrimeşru göçmenlerin dokunulmazlık hakkına muhalif olacağına dair bir anlaşma önerebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا عْرضَ إلتزام نائب الرئيس بمعارضة أي مهاجرين غير شرعيين والذين هم هنا لأكثر مِنْ خمس سَنَواتِ. |
Ululuk seviyesine ulaşmaya can atıyordu ama o dönemde orta yaşlı bir matematik profesörüydü ve 3 gayrimeşru çocuğa sahipti. | Open Subtitles | لقد كانت لديه تطلعات وطموحات في هذا الوقت كان رجل في منتصف العمر يقوم بتدريس الرياضيات ولديه ثلاثة أطفال غير شرعيين و دخل هزيل |
kaçak avcılar dün gece araziye girmişler. Leydi Ludlow derhal bekçiyi istiyor. | Open Subtitles | صيادون غير شرعيين دخلوا إلى حظيرة السيدة ليدلو ليلة أمس , وتريد مني إحضار الحارس أمامها |
kaçak işçi olmak riskli değil mi? | Open Subtitles | اليس العمل كمهاجرين غير شرعيين مخاطرة أيضاً ؟ |
Bir şey saklamıyoruz, çok miktarda para, gayri meşru çocuk ve yahudi olduğumuz gerçeği dışında. | Open Subtitles | نحن لا نخفي شيئاً بخلاف مبالغ كبيرة من المال وأطفال غير شرعيين و... وحقيقة أننا يهوديون |
- Bence kaçaktı onlar. | Open Subtitles | أعتقد انهم كانوا غير شرعيين ماذا؟ |