Çünkü bir kere soğuduğunda, yok edilemez hale geliyor. | Open Subtitles | لانه بمجرد ان يبرد المعدن فانه يصبح غير قابل للتدمير |
Neredeyse yok edilemez olmak keyifli. | Open Subtitles | حَسناً، أنْ أكُونَ تقريباً غير قابل للتدمير أمر رائع |
Duvar yanmıyor. yok edilemez! | Open Subtitles | لا يمكن إحراق الجدار إنّه غير قابل للتدمير |
Yaşlı olan madenlerde yirmi yıl kalmış. yıkılmaz biri. | Open Subtitles | العجوز بقى 20 سنة فى المناجم غير قابل للتدمير |
Patrick Tyson dışında kimsede böyle düz ekran yok ve kahrolası şey dayanıklı. | Open Subtitles | لا أحد في العالم لديه شاشة لوحة مسطحة بهذا الحجم إلا باتريك تايسون وهذا الشيء الملعون غير قابل للتدمير |
İkisi de yok edilemez değil ve ikimizin de yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | فلا هذا غير قابل للتدمير و... كلانا يحتاج إلى مساعدتك. |
Elimde yok edilemez bir robot var. Düşünebilen, uyum sağlayabilen, insancıl ahlaki bir insan tarafından kontrol ediliyor. | Open Subtitles | لدي روبوت غير قابل للتدمير يتم تشغيله بالتفكير وقابل للتأقلم |
Neredeyse yok edilemez olan bu bitki türü günde yarım metre uzayabilir ve bir devi saklayacak boya erişebilir. | Open Subtitles | غير قابل للتدمير تقريبا فهو يمكنه أن ينمو 61 سم في اليوم فيصبح طويلًا كفاية لإخفاء عملاق |
Bu şey yok edilemez gibi. | Open Subtitles | انها مثل هذا الشيء غير قابل للتدمير. |
Eğer onları yenmek istiyorsan yok edilemez bir boğaya dönüşmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في الفوز عليهم... ثم يجب أن تصبح الثور غير قابل للتدمير. |
O yok edilemez! | Open Subtitles | وهو غير قابل للتدمير |
Senin yok edilemez olduğunu söylüyorlar, Quatermain. | Open Subtitles | يقولون بأنك غير قابل للتدمير (كواتيرمين) ؟ |
Ama pek yok edilemez. | Open Subtitles | لكن غير قابل للتدمير |
Süvari yok edilemez Abbie. Ölümün kendisi o. | Open Subtitles | "الفارس" غير قابل للتدمير يا (آبي) إنه الموت متجسداً. |
yok edilemez. Öylesin. | Open Subtitles | غير قابل للتدمير هذا أنت |
- Ölümsüz, yok edilemez değil. | Open Subtitles | - الخالد، وليس غير قابل للتدمير. |
Neredeyse yok edilemez. | Open Subtitles | لعنة قرب غير قابل للتدمير. |
Tüm insanlık için yıkılmaz bir yuva inşaa edecek, | Open Subtitles | سوف اقوم ببناء بيت غير قابل للتدمير لجميع الناس |
Ama yeni dayanıklı telefon kılıbımız sağolsun telefonun gayet sağlam. | Open Subtitles | لكن بفضل غطاءنا الجديد للهاتف غير قابل للتدمير هاتفكِ بحالة جيدة للغاية |