Tüm insanlığı seviyorsun ama ne var ki yaşayan tek bir canlıyı bir bireyi sevmekten acizsin. | Open Subtitles | انت تحب جميع البشر، حتى الأن انت غير قادر على ان احب فردا واحد كائن حي واحد. |
Herkese küçümseyerek bakıyorsun, spontane ya da sevgi dolu bir şey yapmaktan acizsin. | Open Subtitles | أنت تنظر للجميع بتكبر، و أنت غير قادر على فعل أي شيء تلقائي أو حنون فعلاً. |
"Dünyaca ünlü yapımcının gülmek gibi bir yeteneği yok." Belli oluyor. | Open Subtitles | "المخرج الشهير على مستوى العالم يبدو إنه غير قادر على الأبتسام". |
Hayır demek gibi bir yeteneği yok değil mi? | Open Subtitles | هو غير قادر على قول لا , اليس كذلك ؟ |
Ama kanseri tedavi etme beceriksizliğinden Jack'i sorumlu tutuyorsun. | Open Subtitles | لكنك تلومين (جاك) كونه غير قادر على علاج السرطان |
Ama kanseri tedavi etme beceriksizliğinden Jack'i sorumlu tutuyorsun. | Open Subtitles | لكنك تلومين (جاك) كونه غير قادر على علاج السرطان |
Bir anlığına bile olsa egondan bağımsız konuşmaktan aciz misin? | Open Subtitles | وانت غير قادر على ازاحة غرورك لثانية واحدة فقط |
Bir anlığına bile olsa egondan bağımsız konuşmaktan aciz misin? | Open Subtitles | وانت غير قادر على ازاحة غرورك لثانية واحدة فقط |
Bence şu anda başka bir yol olduğunu görmekten acizsin. | Open Subtitles | أظن الآن إنّك غير قادر على رؤية أن هناك طريقة آخرى. |
Bence şu anda başka bir yol olduğunu görmekten acizsin. | Open Subtitles | أعتقد في الوقت الراهن، كنت غير قادر على رؤية أن هناك طريقة أخرى. |
Ama görünen o ki, bunu yapmaktan acizsin. | Open Subtitles | لكن يبدو أنك غير قادر على فعل ذلك. |
İnsanları kandırmak gibi bir yeteneği yok bence Nick. | Open Subtitles | (أعتقد أنه غير قادر على الخداع يا (نيك |