Çünkü kısa olduğu kadar özdü babam beni koşulsuz sevdi. | Open Subtitles | لأنه بقدر ما كانوا مختصرين والدي منحني حبا غير مشروط |
onu tedavi ediyoruz. bu arada bu tedavi sürecinin tamamen koşulsuz olduğunu belirtmek isterim. Karşılık verme esasına dayalı değil. | TED | يتم تزويده بالعلاج, و أريد أن اؤكد هنا أن العلاج غير مشروط بالمرة. بدون أي مقابل. |
Sevgisi her şey olabilir ama koşulsuz değil, ve çoğu kez de sevgi bile değil. | Open Subtitles | حبهُ بعيد من أن يكون غير مشروط و غالباً ليسَ حُباً |
Sevecenlik, ki ben bunu kayıtsız şartsız âşk olarak tanımlıyorum Jedi hayatının merkezi. | Open Subtitles | المحبة ، وهي ما أحدده بأنه حب غير مشروط فهي أساسية في حياة الجيداي |
Bunu sana bildirmekten üzüntü duyuyorum ama sana olan sevgim kayıtsız şartsız. | Open Subtitles | أنا آسفه لاعلامك أن حبي لك حب غير مشروط. |
Ama bu acıya birlikte karşı koyacak, ve onu koşulsuz aşkla azaltacak iki ruh. | Open Subtitles | و لكنها قصة روحين تواجهان هذا الألم معاً و تقضى عليه بحب غير مشروط |
Diğer bir deyişle, şu anki gücümüz koşulsuz ani teslim oluşumuzun sonucudur. | Open Subtitles | بمعنى آخر, السلام الذي نعيشه الآن هو نتيجة استسلام غير مشروط |
Bunlar koşulsuz elde edilir. | Open Subtitles | أَو حبّها، يفترض بكل هذا أن يكون غير مشروط |
Belki öyle ama, ben bir annenin sevgisinin koşulsuz olduğunu... ve o sevgiyi sonradan kazanmayacağını, korumak için de bir moda şirketi kurman gerekmediğini biliyorum. | Open Subtitles | ربما لا، لاكنني أعرف أن حب الأم غير مشروط وليس بالضرورة أن تحصلي عليه بإنشائك لعلامة تجارية |
Biraz keyifsizdi, ama seni hâlâ koşulsuz seviyorum. | Open Subtitles | لقد كانت في مزاج مناسب لكنني ما زلت احبها بشكل غير مشروط |
Seni koşulsuz sevdiğimi söylüyorum, güzelsin diyorum. | Open Subtitles | أقول لك أن عشقي لك غير مشروط أقول لك أنك جميلة.. |
Müritleri, Grimm'in koşulsuz kabullenme ilkesinin kendi amaçsız hayatlarında aradıkları amacı temin ettiğine inanıyorlar. | Open Subtitles | أتباعه يعتقدون إن إنجيل غريم فيه قبول غير مشروط يوفّر لهم رؤية حياتهم اللامعنى لها في الجهة الأخرى |
Ama bu tuhaf görünüşlü ufaklık bana baktığında ilk kez koşulsuz sevgiyi hissetmiştim. | Open Subtitles | ولكن عندما قامت تلك الغريبة بلنظر إلي كانت المرة الأولى التي شعرت بها بحب غير مشروط |
Çocuklar için koşulsuz destek... Hı-hı. ... Ve asla sık gösterir. | Open Subtitles | ...دعم غير مشروط لأطفالك و لا تظهر أبداً بأن لديك مفضل |
Ama Bajirao'nun Mastani'yi koşulsuz sevdiğini hatırlatırım sana anne. | Open Subtitles | لكن تذكرى يا امى حب باجيراو ل ماستانى غير مشروط |
Görüyor musun, tüm ihtiyacım olan bu koşulsuz bir sevgi-- oh, Tanrım, sıçtım batırdım! | Open Subtitles | هذا كل ما أردته حب غير مشروط رباه لقد افسدت الامر |
Teslim olursanız size koşulsuz af sunmakla yetkiliyim. | Open Subtitles | استسلموا، ومسموح لي بأن أعرض عليكم، عفواً غير مشروط |
Amerikalıların kayıtsız şartsız teslimiyet gibi önemsiz bir şeyin iyi bir savaşı engellemesine izin vermeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأميركيين لم يكونوا ليدعوا شيئاً تافهاً كإستسلام غير مشروط ليقف في طرق حرب جيدة |
*Berlin kayıtsız şartsız teslim olmalı. | Open Subtitles | يجب أن توقع برلين استسلاما غير مشروط |
"hayatı ve hayatın getirdiklerini kayıtsız şartsız kabul etmek hariç." | Open Subtitles | ... بإستثناء قبول غير مشروط للحيــاة ومـا تجلبه |