Materyalleri yaşayan organizmalar ile üretmeye başlayınca önceki üretim metotları mantıksız görünmeye başlıyor. | TED | وعندما نبدأ بإنتاج المواد باستخدام الكائنات الحيّة، ستبدو الطرق السابقة للتصنيع غير منطقيّة. |
Fakat onlar diğer bir melekeye sahip olabilir mi, başka bir şey bize eşit derecede mantıksız gözükecek olsada, ama onlar aslında orada bazı olası büyük değer içine dokunur. | TED | ولكن قد يكون لهم قدْرة أخرى تبدو غير منطقيّة بالنسبة لنا ولكنّهم في حقيقة الأمر، يستغلّون بعض هذه القيم العظيمة |
O kadar çok kulağa mantıksız gelen şey duyduk ama hepsi de doğru çıktı. | Open Subtitles | وقعت أمورٌ كثير غير منطقيّة و إذ يتّضح أنها حقيقيّة |
Bu Daniel Purcell işi bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | قضية (دانيال بورسيل) تلك غير منطقيّة |
Bu Daniel Purcell işi bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | قضية (دانيال بورسيل) تلك غير منطقيّة |
Seninki çok mantıksız. | Open Subtitles | جملتكَ غير منطقيّة. |
Hayalimin mantıksız ve çılgınca olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يظن أن أحلامي غير منطقيّة |
Bu veriler çok mantıksız. | Open Subtitles | هذه البيانات غير منطقيّة |