Peki, iyi bir fikir değil. Babam seni hala pek sevmiyor. | Open Subtitles | قد ما لا تكون فكرةً جيدة، فأبي لا يزال غاضبٌ منك |
İçerken veya herhangi bir şey yaparken yakalanırsam Babam okul parasını vermez. | Open Subtitles | اذا مسكت احتسي الخمر أو ماشابه فأبي لن يدفع لي مصاريف المدرسة |
Babam hiçbir şeyden korkmaz. Bu âlemin en cesur dublörüdür kendisi. | Open Subtitles | فأبي ليس خائفاً من أي شيء إنه أشجع ممثل بديل موجود |
Geçen sonbahar teknenin motorunu tamir etmiştim. Babam yapamamıştı. | Open Subtitles | العام الماضي قمت بتصليح محرك الزورق فأبي لم يستطع إصلاحه |
Anne, sorun değil. Babamın işi var, anlıyorum. | Open Subtitles | أمي لابأس، فأبي عليه الذهاب إلى العمل، أعلم |
Gitmedim. Babam bir arkadaşıyla yemeğe çıktı. | Open Subtitles | لا، فأبي يتنـاول الطعـام خـارج المنزل مع صديق |
Babam çok sıkıştırdı, o kadar sıkı ki... elimi ayağımı oynatamıyorum. | Open Subtitles | فأبي أحكم تغطيتي والغطاء يشلّ حركة ذراعيّ وقدميّ. |
Çalındığını bildiremem çünkü Babam hâlâ arabayı garajımızda sanıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني التبليغ عن سرقة السيارة. فأبي يعتقد أنها بأمان مركونة في المرآب. |
Babam benden daha çok kendi golf skorlarıyla ilgilenirdi, ...annem ise Scotch ve Prada'larıyla meşguldü. | Open Subtitles | فأبي لطالما أهتم بنتيجة مبارياته بالغولف أكثرمن إهتمامه بي وأمّي كانت منشغلة بأمورها |
Bunu restoranda yaparsam Babam kızar. | Open Subtitles | لو قمت بطهي هذه في المطعم فأبي سيغضب كثيرا |
- Pek bilgim yok. Tamamlayıcılardan Babam sorumludur. | Open Subtitles | مطلقاً ، فأبي هو المسؤؤل عن المكملات الغذائية |
Babam gösterilerden ve gladyatörlerden oluşan bir gün planlıyor! | Open Subtitles | فأبي يخطط ليوم حافل من المشاهد والمحاربين |
Belki senin süper kahraman olduğunu öğrenmesi olur. Babam süper kahramanlardan nefret eder. | Open Subtitles | عدا إن اكتشف أنك بطل خارق فأبي يكره الأبطال الخارقين |
Babam eskiden Lance Armstrong ile içki içmeye giderdi. | Open Subtitles | فأبي إعتاد الشرب مع البطل لانس آرمسترونغ |
Arkadaşlar, sakin olun! Babam bile bu aletlere tam hakim değil. | Open Subtitles | احترس يا صاح، فأبي لا يحب أن يُعبث بأغراضه هنا |
Cumhuriyetçileri ilk sırada kazandı, Babam onu yenmek zorunda olduğunun farkında. | Open Subtitles | فاز بالانتخابات الرئيسية الجمهورية فأبي الآن يعرف من سيهزم |
Ama herşeyin sonunda Babam hiç denemekten vazgeçmedi. | Open Subtitles | و لكن رغم ذلك فأبي لم يتوقف أبدا عن الكفاح |
Evet, Babam. Geçen gece işleri berbat etti. | Open Subtitles | نعم في الواقع فأبي أفسد الأمور قليلاً في تلك الليلة |
Şimdi izin verirsen, Babam harbiden bahçede bayılmış. | Open Subtitles | الآن ، أعذرني فأبي أغمي عليه حقا في العشب الأمامي للمنزل |
Babamın küfür etmesi senin de edebileceğin anlamına gelmez! Babam yetişkin! | Open Subtitles | فقط لأن أبي يطلق الشتائم لا يعني أنك تستطيع, فأبي رجل بالغ. |
Anne, sorun değil. Babamın işi var, anlıyorum. | Open Subtitles | أمي لا بأس، فأبي عليه الذهاب إلى العمل، أعلم |