Bunları nereden bildiğini bilmiyorum ama söyle bana, nerede? | Open Subtitles | لست أعرف كيف تعرف هذه الأمور لكن أخبرني أين هي لو تعرف أين هي فأخبرني أين زوجتي |
Bunları nereden bildiğini bilmiyorum ama söyle bana, nerede? | Open Subtitles | لكن أخبرني أين هي لو تعرف أين هي فأخبرني أين زوجتي لا يجب أن أبوح بذلك |
Eğer etmeyecekseniz, şimdi söyleyin de başkasına sorayım. | Open Subtitles | وإذا لم تكونوا فأخبرني الآن لأبحث عن غيركم |
Bay Tobin, pişmanlık duyuyorsanız, bana paranın yerini söyleyin. | Open Subtitles | اذا كنت تبحث عن التوبة ، سيد توبن فأخبرني فقط عن مكان المال |
Günü annenle geçirmek yerine kuzeninle geçirmek istiyorsan, söylemen yeter. | Open Subtitles | إذا ماكنتَ ترغبُ بقضاء يومكَ مع قريبتكَ و ليس مع والدتكَ، فأخبرني بذلك فحسب. |
İşini zorlaştırmak için yapabileceğim bir şey olursa haber ver. | Open Subtitles | لو يمكنني فعل آي شيء لأجعل من الأمر مثيرا لك ، فأخبرني |
Ofisine gittim Bayan yönetici ve asistanın burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ذهبت لمكتبك يا آنستي المديرة التنفيذيّة، فأخبرني مساعدك أنّك هنا. |
Eğer o yapmadıysa, lütfen söyle bana ne oldu? | Open Subtitles | إذا لم تكن هي، فأخبرني رجاءً ما الذي حدث بحق الجحيم؟ |
ya da biri seni sıkıştırdıysa, söyle bana. | Open Subtitles | أو إذا كان هُناك شخصاً ما أجبرك على فعل ذلك ، فأخبرني |
O zaman söyle bana Kütüphaneci. Onu nasıI yapacaksın? | Open Subtitles | فأخبرني إذاً، يا "أمين المكتبة"، كيف تنوي فعل ذلك؟ |
Eğer bir şey yaptıysam, söyle bana. | Open Subtitles | إن فعلت أمر خاطئ فأخبرني فقط |
Eğer olduğunu iddia ettiğin kişiysen, söyle bana. | Open Subtitles | إذا كنتِ من تقولين أنك تكونين، فأخبرني! |
yasal işler hakkında, ...o nedenle neyin komik olduğunu söyleyin bana. | Open Subtitles | يختص بأمور قانوينة فـ.. فأخبرني مالذي جعلها مضحكة |
Karavandaki sizdiyseniz ve adını öğrenmemi sağlayacak herhangi bir şey dediyse söyleyin. | Open Subtitles | إن كنت بالشاحنة و قالت شيئًا ما من شأنه إعلاميّ بإسمها، فأخبرني به |
Pekala, madem hiçbir şey unutmuyorsunuz, söyleyin: | Open Subtitles | إن كنت لم تنسى شيء ، فأخبرني بهذا |
- Bana güvenmiyorsan, söylemen yeter. | Open Subtitles | إن لم تكن تثق بي، فأخبرني هذا فحسب |
- Bana güvenmiyorsan, söylemen yeter. | Open Subtitles | إن لم تكن تثق بي، فأخبرني هذا فحسب |
Eğer benimle olan ilişkini bitirmek istiyorsan, söylemen yeterli ben de Afrika'ya gelmek zorunda kalmam. | Open Subtitles | إن كانت هذه نهاية علاقتنا فأخبرني وسأختصر على النفسي الذهاب لـ(أفريقيا) |
Başka bir şeye ihtiyacın olursa haber et yeter, tamam? | Open Subtitles | إذا إحتجت لأيّ شيءٍ آخر فأخبرني فحسب، إتّفقنا؟ |
Başka yardıma ihtiyacın olduğu bir konu olursa haber vermen yeterli. | Open Subtitles | إن احتجتَ عوناً إضافيّاً يوماً ما فأخبرني |
Başka bir şeye ihtiyacın olursa haber et yeter, tamam? | Open Subtitles | إذا إحتجت لأيّ شيءٍ آخر فأخبرني فحسب، إتّفقنا؟ |
Patronuna sordum ve bana silahın iyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد سألته فأخبرني بأن الأسلحة لا بأس بها |