"فأنت لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • demektir
        
    • edemezsin
        
    • istemezsiniz
        
    Böylesine mühim bir şeyde beni yarı yolda bırakırsan, bir hiçsin demektir! Open Subtitles إذا يمكنك التراجع عن أمر بهذه الأهمية فأنت لا شيء على الإطلاق
    Kafanıza sıkacağım kurşun konusunda bir saniye bile tereddüt ediyorsanız... beni tanımıyorsunuz demektir. Open Subtitles ولو فكرت لثانية أني خائف من أطلاق النار على رأسك فأنت لا تعرفني
    Bunu bilmiyorsanız, onu henüz tanımıyorsunuz demektir. Open Subtitles إذا كنت لا تعرف هذا فأنت لا تعرف الملك بعد
    İyi bir içkiyi ziyan edemezsin. Open Subtitles فأنت لا تستطيع أن تتحمَل خسارة شراب جيَد أوه، أجل
    Beni burun ameliyatına ikna edemezsin. Open Subtitles تمهلي, فأنت لا تتحدثين معي بخصوص فرصة عمل لأنفي
    Onun için, bir kez dang humması olmak istemezsiniz ama tekrar yakalanmayı kattiyen istemezsiniz. TED إذن فأنت لا تريد أن تلتقط حمى الضنك مرة وبالتأكيد لا تريد أن تلتقطها أكثر من مرة.
    Yapamıyorsan, özgür değilsin demektir. Open Subtitles إذا كنت لا تستطيع أن تفعل ذلك , فأنت لا يمكن أن تكون حرا.
    Aslında, aptal görünmeyi istemiyorsan aşık olmayı hak etmiyorsun demektir. Open Subtitles الحقيقة .. إن لم تكن مستعدا للتصرف بحماقة فأنت لا تستحق أن تكون عاشقا
    Sana her şeyi anlatıyorsa, ona ihtiyacın yok demektir. Open Subtitles إن كان يخبرك بكل شيء فأنت لا تحتاجه إذاً
    Bir avuç protestocunun haydutça taktiklerine boyun eğeceğimi sanıyorsan, beni gerçekten tanımıyorsun demektir. Open Subtitles إن كنت تعتقد أنني سأرضخ إلى وسائل المتطرفين... فأنت لا تعرفني جيداً إذن...
    Eğer acı yoksa kalp krizi geçirmiyorsun demektir. Open Subtitles إن لم يكن هناك ألم، فأنت لا تتعرض لنوبة قلبية
    Terlemiyorsan, doğru yapmıyorsun demektir. Yani, şimdiye kadar sahip olduğum en iyi erkek arkadaşlarımdan biriydi. Open Subtitles إذا لم تتعرق فأنت لا تعمل جيداَ كان أفضل صديق لدي
    Sorduğuna göre beni gerçekten sevmiyorsun demektir. Open Subtitles حسناً ، إن كنت مضطراً لأن تسأل فأنت لا تحبني فعلاً
    Parasını karşılayamıyorsan karşılayamazsın demektir. Open Subtitles أذا كنت لا تقدر على شرائها فأنت لا تقدر على شرائها
    Ödül veya cezalandırma şartıyla bir şeyler yapıyorsanız ahlaktan yoksunsunuz demektir. Open Subtitles لو أنت تفعل شيئ من أجل ثواب أو عقاب فأنت لا تملك أخلاق
    Sizin özgürlüğü rahatça yaşadığınız şu Amerika'ya gelebilmek için ne kadar acı ve işkenceye katlandığımı tahmin bile edemezsin. Open Subtitles فأنت لا علم لك بما تكبدته من معاناه وألم لأصل إلى أمريكا حتى أحظى بالحرية التى لا تقدرها
    Geç kaldığını anlamadan fark edemezsin. Open Subtitles فأنت لا تعرف ماهيتها إلا بعد فوات الأوان
    Beni tehdit edemezsin beyaz delikanlı. Open Subtitles فأنت لا تستطيع تهديدي أيها الأبيض
    Beni endişelendiriyorsun Joe, bunu yapamazsın, iki kadını aynı anda idare edemezsin. Open Subtitles أنت تقلقني يا ( جو ) فأنت لا يمكن أن تفعل ذلك لا يمكنك أن تفوز بامرأتين معاً
    AG: Hazırlıksızdı çünkü bölünmüştü. Bölündüğünüzde gerçeği bilmek istemezsiniz. TED أنطونيو غيتراس: غير مستعدة لأنها منقسمة، وعندما يكون هناك انقسامات، فأنت لا تدرك الواقع.
    Çünkü bir gençseniz ve 150 ardışık gününüz varsa, bunu kaybetmek istemezsiniz. TED لأنك إذا كنت مراهقًا وتملك 150 يومًا متتاليًا، فأنت لا تريد أن يذهب هذا هباءً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more