"فإنها ليست" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    Bu oyunu ne kadar sevsem de, bunu düzeltmek kadar önemli değil. Open Subtitles بقدر ما أحب هذه اللعبه, فإنها ليست بنصف أهمية أن أكون معهم
    Kendine yapacak başka şeyler bul, bu benim sorunum değil. Open Subtitles إذا كان لديكِ ذنب عن شيئ ما فإنها ليست مشكلتي
    Pekala bu bir tür kurban veriş değil tam tersine. TED لذا فإنها ليست نوعا من التضحية، العكس تماما.
    Bu hikayenin sonu değil, en temel düzeyde doğa hakkında bildiğimiz her şeyin inanılmaz güçlü bir özeti. TED لذلك فإنها ليست نهاية القصة و لكنها ملخص شديد القوة لكل ما نعرف عن الطبيعة على أكثر أشكالها أساسية
    Galaksi buradaysa, Orion'un kemerinde değil. Open Subtitles اذا المجرة هنا, فإنها ليست على حزام أورايون.
    Meşgul de değildi. Internet'te değil. Open Subtitles ولم يكن الخطّ مشغولاً أيضا ً لذا ، فإنها ليست مُتصلة بالإنترنت
    Aslen, şarkı pek popüler değil. Oldukça az yayınlanır. Open Subtitles وفي الواقع، فإنها ليست اغنية شعبية،ونادر أن يطلبها أحد
    Aslen, şarkı pek popüler değil. Oldukça az yayınlanır. Open Subtitles وفي الواقع، فإنها ليست اغنية شعبية،ونادر أن يطلبها أحد
    Ve eğer saygı duymazsa, aradığın kişi o değil demektir. Open Subtitles وإذا لم تحترمك ؟ ؟ فإنها ليست الإنسانه التى سترتبط بها
    Serseri olmak suç değil ancak olumsuz yönleri var. Open Subtitles فإنها ليست جريمة أن يكون الفرد أخرقًا . و لكنه أمر مثبط للغاية
    Çatışmadaki bir asker için bu iyi bir şey. Ama eğer, evinde eşin ve çocuğunlaysan, iyi değil. Open Subtitles هو مؤشر جيّد لو كنتَ في قتال ،لكن لو كنتَ بالبيت مع طفلكَ ، فإنها ليست جيّدة.
    Gördüğün gibi, senin kadar güzel değil doğruyu söylemek gerek. Open Subtitles كما رأيتي ، فإنها ليست بمثل جمالك الحق يُقال
    Yani sarı deri kıyafetimi sadece koruma amaçlı değil, verdiği psikolojik etki için de giyiyorum. Open Subtitles لذا عندما ألبس بدلتي الصفراء الجلدية فإنها ليست فقط من أجل الحماية بل لها تأثير نفسي كذلك
    Geri dönüşüm şirketi içindeki hammadde yüzünden yelekleri yok etmediyse bu benim sorunum değil. Open Subtitles انظر,إذا كانت شركه إعاده التدوير لا تقوم بتدمير السترات من أجل المواد الخام فإنها ليست مشكلتى
    Kasıtsız adam öldürme olarak değerlendirebiliriz ama her halükarda bu federal bir konu değil. Open Subtitles يمكن أن يكون ما لدينا هنا قتل غير عمد ولكن في كلتا الحالتين فإنها ليست قضية فيدرالية
    Maalesef, ikisi de doğru değil. Open Subtitles نعم، ولسوء الحظ فإنها ليست مضحكة أو حقيقية
    Teknik olarak çevrresindeki alanı büküyor. Yoksa senden veya benden hızlı değil. Open Subtitles تقنيًّا، إنها تُحرّف حيّزها المكانيّ لا أكثر، وإلّا فإنها ليست أسرع مني أو منك.
    Normal olarak, satılık değil. Open Subtitles وبطبيعة الحال ، فإنها ليست للبيع
    Nedir bilmiyorum ama, sıradan bir tavanarası değil. Open Subtitles مهما كانت فإنها ليست علية منزل عادية
    Yine de en eskileri kesinlikle bunlar değil. Open Subtitles ومع ذلك فإنها ليست الأقدم على الإطلاق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more