İçeride kal dediğimde içeride kal. | Open Subtitles | لذا , حين أطلب منكَ البقاء بالداخل , فابقى بالداخل |
Benim için bir şey yapmak istiyorsan burada kal, gitmeni istemiyorum. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بفعل شيء لأجلي فابقى هنا, لا أريدك أن تذهب. |
- Burası ona yaramıyor. - Öyleyse kal. | Open Subtitles | هذا المكان ليس مناسب لها إذن فابقى |
Biri sizi öldürüyorsa veya çevirmeli telefonla arıyorsanız lütfen hatta kalın. | Open Subtitles | إن كان هناك من يحاول قتلك أو تتصل من هاتف عمومي ، فابقى على الخط رجاءً |
Eğer seyretmek istediğiniz filmin adını biliyorsanız hatta kalın. | Open Subtitles | إن كنت تعلم اسم الفيلم الذي تود مشاهدته فابقى على الخط. |
Şayet kuledeyseniz, orada kalın. | Open Subtitles | -لو كنتى بالبرج فابقى فى مكانك ؟ |
Sen sadece olduğun yerde kal, Choi Young Do. | Open Subtitles | أمـا انتَ تشوي يونغ دوو فابقى في مكانك |
Ama Sophia'ya inanıyorsanız, burada kalın. | Open Subtitles | ولكن إذا كنتَ تثق بـ(صوفيا)، فابقى مكانكَ، وعُد إلى زنزانتكَ |