| Evet, bir şeye adadığın doğru, ama o ben değilim, bebeğim. | Open Subtitles | نعم، كنت ملتزمون شيء، و لكن ليس لي، فاتنة. |
| Bence artık eve dönmelisin bebeğim. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت بالنسبة لك في العودة إلى ديارهم، فاتنة. |
| Akıl sağlığım için etrafımda elde edilemez bir güzel bulundurmalıyım. | Open Subtitles | يلزم أن تكون برفقتي فاتنة بعيدة المنال لتحافظ على رزانتي. |
| Köhne bir antikacı bekliyordum, büyüleyici genç bir bayan değil. | Open Subtitles | لقد ترقبت إلى تاجر آثار مسن وليس أمرأة فاتنة |
| güzel bir İtalyan kalçası seksi dudaklar! | Open Subtitles | إمرأة إيطالية جميلة ذات أثداء كبيرة وشفاه فاتنة |
| Her şeye rağmen bu kadar kibirli olmanı son derece çekici buluyorum. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك .. أنا أراك ظريفة سوقية و عاطفية و فاتنة |
| Bu yüzden, onu şu sihirli şeylerinle, harika gösterebilir misin? | Open Subtitles | سوف يأتون غدا . هل يمكن ان تجعلها تبدو فاتنة فقط قم بتلك الامور السحرية |
| Biliyor musun Susan, yanlızca hoş değil aynı zamanda güzelsin. | Open Subtitles | أتعرفين يا سوزان , أنتِ لست فقط جميلة أنتِ فاتنة |
| O Muhteşem seksi kadın orada yatıyordu ve benim için bir şey ifade etmiyordu. | Open Subtitles | هناك كانت ترقد فاتنة ، مفعمة بالحب و لكن ذلك لم يؤثر بي. |
| Evet, ama bence bunu bildirmelisin bebeğim. | Open Subtitles | نعم حسنا ، ما زلت أعتقد أنه يجب أن التقرير ، فاتنة. |
| Rahat ol bebeğim, bırak bastırılmış arzuların coşsun. | Open Subtitles | الاسترخاء، فاتنة. واسمحوا الخاص بك الموانع تشغيل البرية. |
| Geç kaldığım için özür dilerim bebeğim. | Open Subtitles | لا أكره لي. آسف أنا في وقت متأخر، فاتنة. |
| Çok güzel ve düzülmüş. | Open Subtitles | كانت فاتنة والوحيدة التي تعاشر في المجموعة |
| güzel genç kızlar niye sükseli olmadıklarını merak ediyorlar. | Open Subtitles | تعتقد أن فتاة فاتنة شابة تصبح غير مرغوبة للرقص وهم لا يعرفون لماذا |
| Bence çok güzel oldu ama eğer beğenmezsen her şeyi atıp baştan döşeriz. | Open Subtitles | أعتقد أنها فاتنة ، ولكن إذا كنت كارهاً ذلك كلياً ، يمكننا العودة وتمزيق كل شيء و نبدأ من نقطة الصفر. |
| Bu kadar iş konuşma yeter. büyüleyici görünüyorsun. | Open Subtitles | كفانا حديثًا رسميًا عن العمل، تبدين فاتنة. |
| Gerçeği söylemek gibi kötü bir huyum vardır. çekici olmak çok kolay değildir. | Open Subtitles | . لديّ عادة سيئة بقوليّ للحقيقة لكن كونكِ لستِ فاتنة لهذا الحد |
| Evde, hâlâ şansımı değerlendiremeğim harika bir sarışın zaten var. | Open Subtitles | أتعلم، أنا لديّ أصلاً شقراء فاتنة حيث أعيش ولم أتمكّن من أن أقيم علاقة معها. |
| Yapma, biraz gevşe. Bu kadar gergin olamayacak kadar güzelsin sen. | Open Subtitles | هيا ، إسترخى ، فأنتىِ فاتنة للغاية ولستى بحاجة لهذا التوتر |
| Daha Muhteşem ve baş döndürücü bir piliç olamazdın. | Open Subtitles | لا يجب أن تكوني جدية .. أنتِ كتكوتة فاتنة إذا حاولتِ أن تكوني كذلك |
| Bulduğum antika Babe Ruth kurabiye kavanozunu istedi. | Open Subtitles | نعم. أرادت هذه العتيقة فاتنة روث كوكي جرة التي وجدت. |
| Anlaşıldı, Boomer. Starbuck için arama ve kurtarma operasyonu başladı. | Open Subtitles | تلقيت ذلك , البحث والانقاذ عن فاتنة الفضاء لازال جاريا |
| Doktor, sevimli bir sarışın birkaç milyon dolar gösteriyor, | Open Subtitles | أيتها الدكتورة، تظهر فتاة شقراء فاتنة مع بضعة ملايين الدولارات |
| tatlı olduğunu söylemişti. güzel demeliydi. | Open Subtitles | لقد قال إنك جميلة كان لابد أن يكول إنك فاتنة |
| Veya ona daha ateşli bir kız göstererek onun kafasını karıştırmak için bir şans. | Open Subtitles | او انها فرصة لان تعبث برأسها بظهورك مع فتاة فاتنة أخره |
| Senin sigarayı bıraktığın gibi mi, bebek? | Open Subtitles | فاتنة ، مثل قمت بإنهاء عن التدخين؟ |