"فاخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • süslü
        
    • şık
        
    • pahalı
        
    • havalı
        
    • gösterişli
        
    • klas
        
    • Güzel
        
    • lüks bir
        
    • Özel
        
    • fiyakalı
        
    • kaliteli
        
    • şatafatlı
        
    Bu geceyi süslü bir otelde geçirelim ve küvetten hiç çıkmayalım. Open Subtitles فلنمضي الليلة في فندق فاخر و لا نخرج من الحمام ابدا
    Bu yüzden aynı özeni, aynı tekniği daha süslü tabak hazırlayacağınıza hamburger hazırlamak için harcayabilirsiniz. TED لذلك يمكنك الانعام عليهم جميعا بنفس العناية ونفس التقنية, على الهمبرجر بنفس القدر كم هو الحال على اي طبق فاخر اخر.
    Sen bu görünüşünle ve kibarlığınla, şık bir restoranda ya da lüks bir otelde çalışmalıydın. Open Subtitles رجلٌ بمظهرك الأنيق و سحرك لابد و أن يعمل في مطعمٍ فاخر أو في فندق فخم
    İkimiz de ağır ve pahalı bir yemek istemeyiz. Open Subtitles لاداعي لمكان فاخر فنحن لانحتاج الى وجبة دسمة مع الحلويات
    Bak, ne diyeceğim sana. Benim gibi birini cezbedip, elde etmek için havalı bir otelden fazlası gerekir. Open Subtitles سيتطلب الأمر أكثر من مجرد فندق فاخر ليدفعني للزواج
    Mutluluğun gösterişli bir ev, Güzel elbiseler ve zengin sevgililer olduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقدين أن السعادة هي منزلا فاخر وملابس جميلة وحبيب ثري؟
    Bir yere varmıyor sayılır ama en azından klas duruyor. Open Subtitles هو نوعاً ما يأتي من العدم لكن على الأقل هو فاخر
    Postanedeki o tatlı İtalyan kadın... bana Güzel bir yemek getirdi. Open Subtitles تلك السيدة الإيطالية الرائعة في مكتب البريد جلبت لي عشاء فاخر
    Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. TED في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل.
    Evet ama süslü ve şatafatlı bir şey olmaz, değil mi? Open Subtitles أجل, لكن ليس شيء فاخر أو مبالغ فيه, أليس كذلك؟
    Yabancı ya da süslü hiç bir şey yok. Bar yok, veranda yok, sebze yok. Open Subtitles لا شيئ فاخر أو أجنبي , لا حانات لا باحات , ولا خُضروات
    Pul onlar. Dans yarışması için kendimi biraz süslü göstermeye çalıştım. Open Subtitles هذا بريق.حاولت ان ابدو فاخر قليلا لمنافسة الرقص.
    Arkadaslarinla süslü bir lokantada otururken bundan bahsettigini biliyorum. Open Subtitles أعلم أن هذا ما تتحدث عنه عندما تخرج مع أصدقائك إلى مطعمٍ فاخر
    Yarın şık bi otele taşınırım, eğer kendini daha iyi hissedeceksen. Open Subtitles سأنتقل إلى فندق فاخر غداً لو كنتِ تريدين ذلك
    şık bir düğüne hazırlanmak aylar sürer. Open Subtitles سيستغرق شهر للتخطيط في زفاف فاخر, كما تعرفين؟
    Yemek şık bir yerde. Open Subtitles العشاء في مكان فاخر يجب عليكم أن تتأنقوا
    Spike sana pahalı bir yemek veya tatil borçlu ihaneti kimin planladığını tahmin etmeyi başlattığı için. Open Subtitles سبايك سيدعوك إلى عشاء فاخر أو إجازة لقد حصد لقاء خيانته
    Züppenin tekisin kızım sen. lüks bir yerde çalıştığın için kendini havalı sanıyorsun. Open Subtitles أنت مغرورة، تعتقدين أنك مهمة لأنك تعملين في مكان فاخر
    Ve, onlar gösterişli otellerindeyken evlerine taşınıyor, değil mi? Open Subtitles و عندما كانوا بعيدين في منتجع فاخر هو انتقل لمنزلهم,أليس كذلك؟
    Yapabilirim, klas olabilirim. Open Subtitles فاخر. أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ فاخرُ. أنا يُمكنُ أَنْ أكُونَ فاخرَ.
    Güzel bir restaurantta oturursun ve böyle bir şey oluverir birden. Open Subtitles قد انزلق على الثلج امام مطعم فاخر شيء كهذا قد يحدث
    Şu anda gördüğünüz kırmızı kuyruklu bir şahin üstelik New York'ta, 5. bulvarda çok lüks bir binanın tepesinde kendine yuva yapmış bulunmakta. Open Subtitles ما ترونه الأن , هو أحد زوجين الصقور الحمر الذين تم طردهم من حواف سطح مبنى. مبنى فاخر موجود في منطقة الفيفث أفينيو
    Özel masa örtüleri, tereyağ ve yumurta detayları varmış. Open Subtitles .. و التفاصيل تتضمن قماش فاخر من اللينين
    Fakat temelde fiziğe ilişkin konuşmalarımızı değiştirmeliyiz. Şunu anlamalıyız ki fizik garip insanlarla ve garip hiyerogliflerle fiyakalı laboratuvarda uzağımızda değil. TED ولكن بشكل أساسي، الشي الذي نحتاج تغييره في طريقة تحدثنا عن الفيزياء، هو أننا نحتاج أن نفهم أن الفيزياء ليست موجودة مع غريبي الأطوار والهيروغليفيات الغريبة لشخص آخر في مختبر فاخر.
    Bunu çerçeveletirdim ama o zaman daktilocumu kaliteli bir yemeğe çıkartamam. Open Subtitles كنت سأضعها فى برواز, ولكن حينها لم أكن سأستطع اصطحاب كاتبتى الصغيرة الى عشاء فاخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more