Bu söz, gel neden üste Faraday kafesi var mı? | Open Subtitles | تعال إلى أذكر ذلك، لماذا هناك قفص فاراداي على قاعدة؟ |
Tıpkı hayaletleri Faraday kafesine çekmek için sana yaptığımız hologramdan. | Open Subtitles | مثل ذلك الوحد الذي صنعناه منك لنستدرج الاشباح لقفص فاراداي |
Tilly Faraday onu, tükürük valfını boşaltmayı ihmal ettiği için.. | Open Subtitles | كان الأمر لينجح مع ذلك لو أن تيللي فاراداي لم تلصقني |
Kurbağa nüfusu tüm canlıların yaşamını beraberinde dibe çekiyor, Dr. Faraday. | Open Subtitles | سكان ضفدع يهبطون في جميع أنحاء الكرة الأرضية، الدّكتور فاراداي. |
Ve Faraday'ın karısının Copper Creek'teki iş arkadaşıydı. | Open Subtitles | وربما اعتبره فاراداي مسئولا عن مقتل زوجته |
Faraday'a göre, bir elektrik devreniz varsa ve devre değişen bir manyetik alanın etkisi altında ise bu alan tellerde bir miktar akım indükleyecektir. | Open Subtitles | اكتشف فاراداي انك اذا كان لديك دائره كهربيه في مجال مغناطيسي متغير يمكنك جعل الكهرباء تمر في الاسلاك |
-Önemli olan... -David Faraday ve Betty Jensen. | Open Subtitles | المقصود ان الجريمة الأولى ديفيد فاراداي وبيتي جانسن |
Faraday, gemiye gidip gelmek için en güvenli yolun bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فاراداي يقول انه الطريق الآمن الوحيد للذهاب والعودة بالقارب |
İngiliz bilim insanı Michael Faraday bunun tersini gösteren ilk kişiydi. | Open Subtitles | مايكل فاراداي بينما العالم البريطاني كان أول من أثبت العكس |
Bana odaklandıklarında Dingaan, Faraday kostümünü giyip bağlantı civarı yakınındaki gettonun ters tarafında olan elektrikli çite güç veren büyük direklerden birine çıkacak. | Open Subtitles | عندما يركزون علي دنغان سيرتدي بذلة فاراداي وسوف يتسلق فوق احدى هذه الاعمدة الكبيرة |
Faraday kafesi kurşun kaplı olmuştur radyasyon sızıntısı durumunda bir sığınak olarak hareket etmek. | Open Subtitles | وقد اصطف قفص فاراداي مع الرصاص لتكون بمثابة مأوى في حال من تسرب اشعاعي. |
'Köprü başvurun ya da Faraday kafesi hemen al. | Open Subtitles | أحرزنا اتصل جسر أو الحصول على قفص فاراداي على الفور. |
Faraday kafesi kesişimi karşısında sağ ve koridorun sonunda. | Open Subtitles | قفص فاراداي هو عبر تقاطع وأسفل الممر إلى اليمين الخاص بك. |
Faraday Kafesini açtı. Diğer hayaletler dışarıda. | Open Subtitles | لقد فتحت قفص فاراداي الاشباح الاخرين بالخارج |
Clara, şimdi hayaletler çıktığına göre Faraday Kafesine gidin. | Open Subtitles | كلارا , بما أن الاشباح قد خرجوا أذهبوا الان لقفص فاراداي |
UNIT, onlar içindeyken Faraday kafesini çıkartıp götürecek. | Open Subtitles | سوف تقطع قفص فاراداي وهم بداخلها وتاخذهم بعيداً |
Faraday işaretçisini amaçlarına ikna etmek için sana göstermiş olabilirler. | Open Subtitles | وأحضروا لك مؤشر فاراداي لمحاولة اقناعك بقضيتهم. |
Sana Faraday işaretçisini gösterip ikna etmeye çalışmışlardır. | Open Subtitles | وأحضروا لك مؤشر فاراداي لمحاولة اقناعك بقضيتهم. |
Faraday kanunu. | Open Subtitles | للمشتق السلبي الوقتي للحقل المغناطيسي قانون فاراداي. |
- Bayım, kayıtlarımıza göre bugüne kadar Oxford'ta Faraday isimli kimse çalışmamış. | Open Subtitles | لا يوجد سجلّ لأيّ شخص باسم (فاراداي) تمّ توظيفه هنا في (أوكسفورد) |
Ama hepsi roldü. Bay Farraday otobüs durağı teslimatındayken onunla mıydınız? | Open Subtitles | أكنتِ مع السيّد (فاراداي) عندما ذهب لأخذ الطرد من محطّة الحافلات؟ |