Toprak yeşermiş, bereketini sunmuş ve hepimiz Irak Tepeler'e dönmüştük. | Open Subtitles | هذه الأرض أصبحت خضراء وسمينة وجميعنا عدنا إلى (فاراواي داونز) |
Kocası Lord Ashley, besili sığırını Irak Tepeler'de topladığını iddia ediyormuş. Irak Tepeler'de mi? | Open Subtitles | زوجها اللورد (آشلي) يدّعي بأنه جمع البقر في (فاراواي داونز) |
Lord Maitland Ashley, sürülerini Irak Tepeler'de topluyor. | Open Subtitles | اللورد (ميتلند آشلي) يحشد الماشيه في (فاراواي داونز) |
Irak Tepeler'i pek bana satacak gibi görünmüyorlar, Neil. | Open Subtitles | يبدو أنهم سيبيعون (فاراواي داونز) لي يا (نيل) |
Bu nedenle, Irak Tepeler'den gelecek tek bir hayvanın bile o iskelede toynak sesini duymak istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد حيواناً واحداً من (فاراواي داونز) أن يضع حافراً على رصيف المرفأ |
Celep, patroniçeyi Irak Tepeler'e doğru büyük ve lüks bir kamyonla yola çıkardı. | Open Subtitles | (دروفر) أخذ السيدة رئيسة الى (فاراواي داونز) في شاحنة فخمة كبيرة جداً |
Ailem, Irak Tepeler'in sahiplerine üç nesildir hizmet etme onuruna sahip olmuştu. | Open Subtitles | عائلتي كان لها الشرف في خدمة مالكي (فاراواي داونز) لثلاثة أجيال |
O halde Irak Tepeler'den bahsediyoruz. | Open Subtitles | نهر (مارمونت)؟ إنه بالقرب من (فاراواي داونز) |
Irak Tepeler'den yola çıkardığınız bir sürü var mı, Bay Fletcher? | Open Subtitles | هل تدير ماشية خارج (فاراواي داونز) يا سيد (فليتشر) |
O iskelede, Irak Tepeler'den bir tek sığırın toynak sesini duymak istemediğimi söylemiştim, Neil. | Open Subtitles | لا أريد أن أرى حيواناً واحداً من (فاراواي داونز) يضع حافراً في رصيف المرفأ يا (نيل) |
Patroniçe, Irak Tepeler'i satacak ve İngiltere'ye geri dönecekti. | Open Subtitles | السّيدة رئيسة ستبيع (فاراواي داونز) وتعود إلى (إنجلترا) |
Avukatınıza avukatınıza Irak Tepeler'in artık satılık olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | أخبر محاميك أخبر محاميك أن (فاراواي داونز) ليست للبيع |
Irak Tepeler, yemyeşil, çiçeklerle bezenmiş hayatın bereketiyle dopdolu bir ada gibi yeniden doğar. | Open Subtitles | (فاراواي داونز) سوف تصبح كالجزيرة خضراء ومزهرة ومليئة بالحياة |
Artık önemi yok. Biz şimdi Irak Tepeler'e geri dönüyoruz. | Open Subtitles | ذلك لا يهم فنحن سنعود إلى (فاراواي داونز) |
Kocam "Irak Tepeler"i satmak zorunda! | Open Subtitles | زوجي يجب أن يبـيع (فاراواي داونز) |
Nişanlım Neil Fletcher Irak Tepeler'in yöneticisidir. | Open Subtitles | خطيبي (نيل فلتشر) يدير (فاراواي داونز) |
Irak Tepeler'e varmamıza ne kadar var? | Open Subtitles | كم بقي حتى نصل إلى (فاراواي داونز)؟ |
Hanımefendi, sürüyü Darwin'e sürün orduya satın, Carney'in tekelini kırın kazancınızı Irak Tepeler'i tekrar ayağa kaldırmakta harcayın Londra'ya dönün ve hayatınız boyunca rahat edin. | Open Subtitles | -سيدتي إنقلي الماشية إلى (داروين) وبيعيها للجيش، وسوف تكسرين إحتكار (كارني) واستعملي الأرباح لتجعلي (فاراواي داونز) تقف على أقدامها |
Ben Sarah Ashley'im, Irak Tepeler'in sahibi. | Open Subtitles | أنا (سارة آشلي) أدير (فاراواي داونز) |
Drover, ben Maitland'ın yapmak üzere olduğu işi devam ettirecek ve Irak Tepeler'i yeniden ayağa kaldıracağım. | Open Subtitles | (دروفر) أنا... سأنهي ماكان (ميتلند) سيفعلة وأعيد الحياة إلى (فاراواي داونز) |