Seyretmesi güzel, ama delindiğinde içi bomboş. | Open Subtitles | جَميلٌ عندما تنظُر اليهم, لكن عندما تتوغل في اعماقهم تجدهُم فارغين. |
Orada Mike'ın dönüştüğü şey gibi bomboş olduğumuz zamanlardan seni hatırlıyorum. | Open Subtitles | عندما كنا فى هذا المكان كانوا يحولونا إلى أشياء ونكون جميعنا فارغين ولكنى اتذكرك - ماذا ؟ |
- Harrods ve diğerleri bomboş olmalı. | Open Subtitles | محلات "هارودز" وبقيتهم لابد انه فارغين |
Çiftlik evlerinden bir şeyler çalabileceğimizi düşündük, fakat hepsi boştu. | Open Subtitles | فكّرَنا اننا نَسْرقُ مِنْ بيوتِ المزرعةِ، لَكنَّهم كَانوا فارغين. |
- boştu. Evet, kuru sıkıydı. | Open Subtitles | كلا, كانوا فارغين |
Ama kapakları açılmış ve boşlar. | Open Subtitles | كي تقود له و لكن لم يتم الإمساك بهم فارغين و الأشخاص الوحيدون الذي لديهم صلاحية لإحضار |
Öyleyse kabuk gibiler. Elinizdekiler dönüşüme hazır içi boş insanlar. | Open Subtitles | إذا إنهم كالأصداف لديكَ بشر فارغين, مستعدين لكي يتم تحويلهم |
Ama elimiz bomboş. | Open Subtitles | -لكن فارغين الأيدي |
İşletmecinin odasındaki dosyalar boştu. | Open Subtitles | الملفات في مكتب ( جدّي ) كانوا فارغين |
Şunlar boştu. | Open Subtitles | هولاء فارغين |
Ama bu gece boşlar. | Open Subtitles | لكن الليله, هم فارغين... |