"فاسدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • çürük
        
    • yozlaşmış
        
    • çürümüş
        
    • kirli
        
    • bozuk
        
    • berbat
        
    • Kötü
        
    • şımarık
        
    • kokuşmuş
        
    • bozulmuş
        
    • pis
        
    • ahlaksız
        
    • iğrenç
        
    • Kokmuş
        
    • zehirli
        
    Yüz milyonlarca dolarlık çürük borç senedi satmak sizi rahatsız etmedi mi? Open Subtitles ماذا عن بيع مئات ملايين القروض علماً أنها فاسدة ألا يزعجك ذلك؟
    2006'da, ilk tanıştığımızda yozlaşmış ve istismarcı yetimhanede yaşıyordu, hiç okula gitmemişti. TED لكن في العام 2006 عندما قابلتها لأول مرة كانت تعيش في دار أيتام فاسدة ومسيئة، لم تذهب للمدرسة قط.
    Rashad, elmalarına bakınca... 7 tanesinin kurtlanmış... 15 tanesinin de çürümüş olduğunu görmüş. Open Subtitles فنظر بحِرصٍ إلى تفاحاتِه ولاحظ أن 7 منها مُسوّسة و 15 أخرى فاسدة
    Öldürdüğün polis Dinardi oldukça kirli bir ekip için çalışıyormuş. Open Subtitles الشرطي الذي قتلته ، ديناردي هو جزء من مجموعة فاسدة
    Bu hükümetin bozuk ve yasalara aykırı olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قال أن هذه الحكومة فاسدة وغير قانونية
    Burası berbat hale geldi. Herkes uyuşturucu kullanıyor. Open Subtitles هذه البلدة أصبحت فاسدة كل شخص يتعاطى المخدرات بارادته
    Yağmur yağınca su basıyor, çok rutubetli ve elektrik bağlantıları çok Kötü. Open Subtitles يفيض بالماء عندما تمطر تعرفون,انه رطب حقا و التمديدات الكهربائية فاسدة حقا
    Hapishane içkisi gibi tadı çöp poşetinde çürük meyveyle demlenmiş gibi. Open Subtitles ،طعمها مثل جعة السجن مخمّرة في كيس قمامة .مع فاكهة فاسدة
    Şöyle düşünün: Bir çürük elma bir kasa elmayı çürütebilir ancak bir sağlam yumurta bir düzine etmez. TED فكر على هذا النحو: تفاحة فاسدة يمكن أن تُفسِد برميل ، ولكن بيضة واحدة جيدة لا يمكنها أن تجعل الباقي كذلك
    Eğer çürük elma yemek istemiyorsan, sepetten elma alma. Open Subtitles إن كنت تخشى الحصول على تفاحة فاسدة فلا تخترها من البرميل
    Ama petrol tekellerinin ve yozlaşmış hükümet yasalarının yüzünden... biz ve dünyanın geri kalanı 100 yıldan uzun süredir benzine mahkum olduk. Open Subtitles ولكن بسبب الشركات النفط العملاقة وقوانين حكومية فاسدة اضطرننا نحن وبقية العالم لاستخدام البنزين لأكثر من 100 سنة
    Kimse burada yaşamayı yozlaşmış bir hükümet tarafından korunmak için seçmedi. Open Subtitles ..لم يختر أحد منا العيش هنا لتحمينا حكومة فاسدة
    Takipçilerini, yozlaşmış olarak gördüğü hükümete karşı şiddete meylettirmeye çalışıyor. Open Subtitles يحاول حشد أتباعه في ثورة عنف ضد ما يراه حكومة فاسدة
    Fakat önceki patronundan erzak satın almıştı ve kızgın adam ona çürümüş bitkileri satmıştı. TED لكنه قد اشترى بضائعه من مديره السابق، حيث باعه أعشاباً فاسدة لاستيائه.
    Ve günlük iş yaşamı çürümüş bir komedi. Open Subtitles والعمل اليومي للحياة هو مجرد كوميديا فاسدة
    Öldürdüğün polis Dinardi oldukça kirli bir ekip için çalışıyormuş. Open Subtitles الشرطي الذي قتلته ، ديناردي هو جزء من مجموعة فاسدة
    Kazandığımız parayı değil, o polisin parasını. kirli para o. Open Subtitles ليس المال الذى ربحناه و إنما مال ذلك الشرطى ، إنه مال أعمال فاسدة
    Onca tiryakiyi bir anda yok edersen bir barın gerçekte nasıl koktuğunu anlarsın, bozuk bira ve sidik gibi. Open Subtitles سترى رائحة الحانة الاصلية جعة فاسدة وبول.
    Her dönerin içinde bir parça bozuk et vardır. Open Subtitles هناك حبة فاصولياء فاسدة في كل ساندويش بوريتو.
    Öyle mi? Biraz uzağa götürsen iyi olur. berbat kokuyor. Open Subtitles -حسنا , من الأفضل أن تلقيها بعيدا لإنها أصبحت فاسدة
    - Gerçekten Kötü bir fikir, ve kimseye tavsiye etmezdim. Open Subtitles انها فكره فاسدة حقا و لن اوصي بها اي شخص
    Benim şımarık, bencil, pohpohlanmış ve yapmacık biri olduğumu söylüyor. Open Subtitles انه يقول أننى فاسدة . أنانية و مدللة . و مخادعة بشكل تام
    Bütün cepheler kokuşmuş, senin gibi insanlar hariç! Open Subtitles جميع الاطراف فاسدة باستثناء الأشخاص مثلك.
    Buzdolabının icadı ve artık bozulmuş etler yemiyor olmamız. TED إنه اختراع الثلاجة، و حقيقة أننا لم نعد نتناول لحوما فاسدة.
    Nay, Ama pis kokulu... terlerle sulanmış bir yatakta... ahlaksızlığa batmış... Open Subtitles تعيشين في مرتبة وتعرقين في مضجع فاسد فاسدة تضاجعين
    Fakat açıkça ahlaksız bir millet oldukları için yok etti. Open Subtitles لكن لأنهم كانوا أمة فاسدة بشكل واضح
    Kokmuş, iğrenç! Şunun rengine bak, mide bulandırıcı! Ölü. Open Subtitles ، إنها فاسدة ، أنظر إلى ذلك اللون . إنه الأكثر تقززاً
    Evet, ve on birinci sınıfta sana birkaç zehirli elma fırlattı. Open Subtitles نعم ورمت لك تفاحة فاسدة في الصف الحادي عشر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more