| Şayet telâfisi yoksa, insanlar bunun olmasını istemez. | Open Subtitles | في حالة لم تستنتجي ذلك فالناس لا يودون حصول هذا |
| Evet ama böyle şeyler yaptığımda insanlar beni alkışlamıyorlar ve babam hiçbir zaman benim adımın yazılı olduğu aptalca bir t-şört giymedi. | Open Subtitles | أجل ولكن عندما أفعل تلك الأمور فالناس لا يصفقون وأبي لم يرتدي أبداً قميصاً غبياً عليه إسمي |
| Bunu kafana takma ortak. İnsanlar bugünlerde duyarsızlaştı. | Open Subtitles | لا تبالي لهم يا شريكي فالناس لا إحساس لهم في هذه الأيام |
| Ama ete kemiğe bürününce insanlar ısınmıyor. | Open Subtitles | و كشخص فالناس لا يرتاحون لي. أعلمُ ذلك. |
| İnsanlar ölü bir şeye vurmak istemez. | Open Subtitles | فالناس لا يضربون الأشياء الميتة |
| İnsanlar beni ikinci kez sınama fırsatı bulamazlar. | Open Subtitles | فالناس لا يختبرون ردة فعلي أكثر من مرة . |
| İnsanlar hukuk şirketinden artık daha farklı şeyler bekliyor. | Open Subtitles | فالناس لا يبحثون عن... نفس الشيء في شركة محاماة |
| Bundan dolayı insanlar buraya yürüdüler. | Open Subtitles | وبسببهذا... فالناس لا يأتون هنا كثيراً |
| Evlatlık olarak büyüdüğünde insanlar seni tatile falan götürmez. | Open Subtitles | و عندما تترعرعين هكذا فالناس لا يأخذونك إلى رحـلات ! |
| Bu işe yaramayabilir Courtney. İnsanlar asla öğrenemeyecek. | Open Subtitles | لم يكن لينجح ذلك يا (كورتني)، فالناس لا يتعلّمون من أخطائهم. |
| İnsanlar iyi borçları satmazlar. | Open Subtitles | فالناس لا تبيع الدين الجيد |
| - Bilmem. İnsanlar eskisi gibi seyahat etmiyor. | Open Subtitles | -لا أدري، فالناس لا يتنقلون كالسابق . |