Kim ? Mary Alice Young. Fairview'deki kapı komşum. | Open Subtitles | (ماري أليس يانج) (تعيش في المبنى المجاور لي بـ(فايرفيو |
Umarım, Fairview'de mutlu olursunuz. | Open Subtitles | أتمنى أن تستمتعا حقاً بإقامتكما هنا في (فايرفيو) |
Bu sırada Fairview County hapishanesinde, Maisy Gibbons ziyaretçisi olduğu için sevinmişti. | Open Subtitles | (في نفس الوقت في سجن مقاطعة (فايرفيو سعدت (مايزي جيبونز) بمعرفة أن لديها زائر |
Rex ve benim,Fairview şehir klubune yıllardır üyeliğimiz var, ve görünüşe göre biraz kullanılırlığını yitirmekte, yani ben de üyeliğimizi yenilememe kararı verdim. | Open Subtitles | أنا و (ريكس) عضوان بالنادي الريفي لـ(فايرفيو) منذ سنوات و مؤخراً يبدو أنه فقد حصريته لذا فقررت ألا أجدد عضويتنا |
Yani şuna baksanıza böyle sarılmış falan Fairview'in en tatlı ufaklığı gibi. | Open Subtitles | ...انظري إليها, ملفوفة وكأنها أشهى فطيرة بوريتو "في "فايرفيو |
Fairview bölgesindeki küçük bir turnuvadan bu, anne. | Open Subtitles | انها من دورة "فايرفيو" الصغيرة يا أمي |
Fairview gibi daha az arzu edilen semtler, her şehirde vardır. | Open Subtitles | كأي مدينة كانت ل(فايرفيو) حي سيء للغاية |
O hayır,orası Fairview Ailem orada yaşıyor. | Open Subtitles | لا، هذه في (فايرفيو) لدي عائلة هناك |
Tıpkı senin Fairview'deki hastaların gibi. | Open Subtitles | تماماً كوجودك لأجل مرضاك في (فايرفيو) |
Her gün, Fairview gazetesini okuyorum. | Open Subtitles | تعرفين، أقرأ صحف (فايرفيو) على الإنترنت |
Siz Fairview'da mısınız? | Open Subtitles | هل أنت في (فايرفيو)؟ |
Kısa keseceğim Dave. Fairview'de misin? | Open Subtitles | هل أنت في (فايرفيو)؟ |
Fairview'de misin? | Open Subtitles | هل أنت في (فايرفيو)؟ |
Fairview'de çalışıyorum. | Open Subtitles | عملت في (فايرفيو) مع |